Golyazi Express
Ucuncu ziyaretimdeyim !!!
Bir - Iki vee Uc! Uc! Uc!
Nasil oldu anlayamadim ama kendimi yine Golyazi’nda buldum :)
Bugun Pazar. Yeni bir seneye girdik. Ocak ayindayiz ama hava da soguktan eser yok! Severim boyle havalari :)
Dert, sorun, problem cikarmaz. Guzel gezi havalaridir bu tur havalar. Zaman zaman hafiften bir ruzgar eser, bazen lodos olur bazen poyraz bazen ayaz, ama hic dondurmaz! Hafiften icinizi titretiverir, soyle bir urperirsiniz, biraz kedi misali montunuza yada atkiniz varsa ona sokulursunuz, yaninizda bir cift kol sizi bekliyorsa, daha da guzel, usulcacik ona suzulursunuz. Usumezsiniz! :) Hafiften hizli bir yuruyuse gecersiniz, kaniniz isitiverir sizi. Bulutlarin arasinda genellikle kaybolur gunes bu tur havalarda, arada bir cikar size goz kirpar. Etraf piril piril olur, hemencecik isinirsiniz. Usumezsiniz! Kar-yagmur-camur da olmaz. Ha nereye girdim ha nereye battim ha tepeme nereden indi bu su demezsiniz. Keyfini surersiniz bulundugunuz ortamin. Severim iste ben boyle havalari :)
Erken degil ogle saatlerine dogru evden ciktik. Bugun Pazar, Pazar keyfi yapacagiz. Sabahtan uykumuzu bolmek yok:) Rotamiz neredeyse klasiklesti: Aglayan Cinar. Yanimiza firindan yeni cikmis zeytinli lokumlarimizi, cevizli lokumlarimizi, bol susamli tatli simitlerimizi ve gecesinden yaptigimiz damla cikolatali muffinlerimizi aliyoruz. Marketten simitlerimizin yanina eslik edecek karperlerimizi ve abur-cuburlarimizi alarak yola koyuluyoruz.
Trafik sakin... Izmir yolunun baslari, sehiricinde olan kismi nispeten yogun. Ama zorlayici bir trafik degil. Yolda ilerledikce yavas yavas arac sayisi da azalmaya basliyor.
Cam hafif aralik... O kucuk araliktan hafiften hafiften tatli bir ruzgar iceriye giriyor. Kâh radyo dinliyoruz kâh yeni cikan albumleri tadiyoruz kâh kendimizi bir anda hararetli sohbetin icinde buluyoruz muzigi unutarak...
Aylardan Ocak, Ocak da Ocak olmasina, ama kis havasi yok. Ic taraftaki sapaga girip ilerlemeye basladikca bazi agaclarin yapraklarini dokup dallariyla ciplak kaldiklarini goruyoruz. Ancak zeytinliklerin bolgede fazla olmasi bu ciplakligi kapatiyor. Bircok yerde de cimler yesil yesil taze taze kendini belli etmeye baslamis.
Gol de su seviyesi yuksek degildi. Uzuldum. Oysa ben bu havalari cok severdim. Ama biraz yagmur veya kar yagmis olsaydi keske mevsimin getirdigi. Boylelikle o guzelim Apolyont Golu’mun su seviyesi yukselmis ve Golyazi Koprusunun de altinda sular karsi tarafa gecerek birlesmis olacakti.
Aglayan Cinar’da duble caylarimiz, firindan yeni cikmis lokumlarimiz, Pazar gazetelerimiz, gol manzaramiz, bize goz kirpan gunesimiz ile tam bir Pazar keyfimizi yaptik. Ardindan herzamanki gibi koyu gezdik. Bu sefer biraz daha yukarilara biraz daha ic taraflara biraz daha koyun diger sokaklarina dogru yaptik yuruyusumuzu.
Gecen sefer koye yapilan aktivitenin durumunu kontrol da ettik bir gazeteci edasiyla! “Aaa gecen sefer bu yoktu, demek ki ilerleyen gunlerde bunu yapmislar” yada “Aaa bakin gecen sefer devam ettikleri bu calismayi bitirmislar” yada yada “Aaaa ne kotu burada cok guzel bir calisma vardi ama bozmuslar:(” gibi diyaloglarla surdurduk gozlemlerimizi...
Yine herzaman ki eksi mayali devasa buyuklukteki koy ekmegimizi aldik... Yine koy kiraathanesinden gectik... Yine sokaklardaki o guzelim koylu kizlarimiz, kadinlarimiz ve cocuklarimizla merhabalastik, selamlastik...
Bu arada Akcalar-Hasanaga yolu uzerinde nasil becerdigimizi bilmedigim don-dolas benzer yerlere ciktigimiz kaybolmamizdan soz etmeyecegimmm !!!
Trafik sakin... Izmir yolunun baslari, sehiricinde olan kismi nispeten yogun. Ama zorlayici bir trafik degil. Yolda ilerledikce yavas yavas arac sayisi da azalmaya basliyor.
Cam hafif aralik... O kucuk araliktan hafiften hafiften tatli bir ruzgar iceriye giriyor. Kâh radyo dinliyoruz kâh yeni cikan albumleri tadiyoruz kâh kendimizi bir anda hararetli sohbetin icinde buluyoruz muzigi unutarak...
Aylardan Ocak, Ocak da Ocak olmasina, ama kis havasi yok. Ic taraftaki sapaga girip ilerlemeye basladikca bazi agaclarin yapraklarini dokup dallariyla ciplak kaldiklarini goruyoruz. Ancak zeytinliklerin bolgede fazla olmasi bu ciplakligi kapatiyor. Bircok yerde de cimler yesil yesil taze taze kendini belli etmeye baslamis.
Gol de su seviyesi yuksek degildi. Uzuldum. Oysa ben bu havalari cok severdim. Ama biraz yagmur veya kar yagmis olsaydi keske mevsimin getirdigi. Boylelikle o guzelim Apolyont Golu’mun su seviyesi yukselmis ve Golyazi Koprusunun de altinda sular karsi tarafa gecerek birlesmis olacakti.
Gecen sefer koye yapilan aktivitenin durumunu kontrol da ettik bir gazeteci edasiyla! “Aaa gecen sefer bu yoktu, demek ki ilerleyen gunlerde bunu yapmislar” yada “Aaa bakin gecen sefer devam ettikleri bu calismayi bitirmislar” yada yada “Aaaa ne kotu burada cok guzel bir calisma vardi ama bozmuslar:(” gibi diyaloglarla surdurduk gozlemlerimizi...
Donuse gectik! Dedik bu sefer Izmir Yolu’ndan yapmayalim donusumuzu sag sapaktan saparak icten gidelim... Donus guzergahimiz Baskoy-Akcalar-Hasanaga-Kayapa-Tahtali-Cali ve ev olsun dedik. Aslinda pek de guzel bir fikirmis bu! Pek de iyi yaptik bunu diyerek... Gelirken ki aractaki halimiz artik daha farkliydi... Muzigimizin sesi daha dusuktu... Genelde cevredeki yesillikleri takip etmeyi ve farkli birsey gordugumuzde birbirimize soyleyerek konusmayi tercih ettik... Cunku hepimiz mayismistik !!! Hehehhe :):):) Bir tek arabayi kullananin pur dikkat yola odaklanmasi yeterliydi, geriye kalan hepimiz tatli sarhoslugun tadini surebilirdik !
Bu arada Akcalar-Hasanaga yolu uzerinde nasil becerdigimizi bilmedigim don-dolas benzer yerlere ciktigimiz kaybolmamizdan soz etmeyecegimmm !!!
Yeniden gorusmek uzere, sevgilerimle !
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder