Nasil kafa sayisi kadar dusunce cesidi varsa; kalp sayisi kadar da sevgi cesidi vardir.
***
Simdi nasil ucuyorum havalarda anlatamam! Neden oldugunu sorma bilmiyorum. Gercekten bilmiyorum. Hatta bilmek de istemiyorum. Boylesi guzel. Bu duygu guzel. Bu az bucuk sarhosluk guzel.
Bugun Pazar. Sonbaharin ortalarindayiz. Havalar artik oldukca serin. Gecen haftalarda daha ince birseyler giyebilirken artik iyice kalin giyinmeye basladik isinmak icin. Usutuyor hava.
Sogudu artik. Disaridasin usuyorsun. Iceridesin; disariya bakip usuyorsun.
Gokyuzu rengini kaybetmis. Seni kandirmaya calisiyor grinin butun tonlariyla gunesi unutturmaya yeminli bir tavirla. Oyle ki kendini hakli cikarmak icin doganin buyun renklerini sakliyor senden. Yesil yapraklari yok etmekle baslamis ise. Agaclar ciplak kalmis. Kahverengiyle avutmaya calsiyorlar seni gokyuzunun sana oynadigi oyunu hafifletlebilmek icin. Bir iki yesillik kaldiysa sana hatirlatmaya calisiyor baharin sicakligini.
Binalar kaybetmis o ruhlarini. Hepsi soguk ve donuk duvarlar olmus bakiyor pencereden iceri sana.
Sokaklarda oynasan cocuklar yok… Renk renk uful uful giyinmis hic kimse yok… Bortu-bocek-kuslar birbirlerine sokulmus olmalilar isinmak icin ki onlar da yoklar…
Disaridasin usuyorsun. Iceridesin; disariya bakip usuyorsun.
Aliyorsun eline Pazar eklerini gazetelerin… Geciyorsun televizyonun karsina belki de haftsasonu programlarini takip etmek icin… Belki de hâlâ uyanamadin ve yataginda keyif yapiyorsun… Disariya bakip usumemek icin…
Arkadasimla beraberdim… O da uzaklarda senin gibi… Yan yana degildik ama kalplerimiz birlikteydi… Su gozunu sevdigim internet gibisi yok. Sanki dogdugumdan beri onunlayim… Bir donem cep telefonlari icin denmisti bu sozler… Ondan onceki donemlerde de kumandali televizyonlar ciktiginda soylenmisti… Ekranin bir tarafinda ben bir tarafinda o… Butun mesafelere inat biz biraradaydik, beraberdik… Senin gibi o da uzaktaydi…
Disarinin soguna her nekadar aldirmasam da; disariya bakip usuyorsun.
Neskafem vardi klavyemin yaninda… Kocaman bir mugda… Aromasi butun odayi sarmisti… Goz ucuyla fincanin uzerindeki dumana bakinca icim isiniyordu… Her bir yudum alisimda o simsicak neskafe bogazimi da istiyordu… Fincanin artik ortalarina geldiginde midem de isinmisti :)
Ama disaridasin usuyorsun. Iceridesin; disariya bakip usuyorsun.
En cok da yuregin usuyor… Cogu zaman bu fark edilmiyor. Ediyoruz da aslinda hemen dagitiyoruz ortaligi daha fazla usumemek icin. Isınacak, isitacak bir seyler buluyoruz hemencecik; uzerimize yok bu maharetimizde!
Ama su mesajin sonbaharin butun soguklugunu aldi goturdu buralardan… Simsicacik yapti yuregimi… Pencerem… Grinin tum tonlarinda bulutlarim… Ciplak kahverengi agaclarim… Soguk ve donuk binalarim… Soguk sokaklarim… Kaskol, atki, mont sarinmis kosturan insanlarim… Bilgisayarim… Cep telefonum… Fonda calan nostalgie de france’im… Neskafem… Hepsi bir yana… Sen bir yana… Yuregimin sicakligi baska!
Sakin sorma tamam mi! Neden oldugunu sorma bilmiyorum. Gercekten bilmiyorum. Hatta bilmek de istemiyorum. Boylesi guzel. Bu duygu guzel. Bu az bucuk sarhosluk guzel.
Bugun Pazar. Sonbaharin ortalarindayiz. Havalar artik oldukca serin. Gecen haftalarda daha ince birseyler giyebilirken artik iyice kalin giyinmeye basladik isinmak icin. Usutuyor hava.
Sogudu artik. Disaridasin usuyorsun. Iceridesin; disariya bakip usuyorsun.
Gokyuzu rengini kaybetmis. Seni kandirmaya calisiyor grinin butun tonlariyla gunesi unutturmaya yeminli bir tavirla. Oyle ki kendini hakli cikarmak icin doganin buyun renklerini sakliyor senden. Yesil yapraklari yok etmekle baslamis ise. Agaclar ciplak kalmis. Kahverengiyle avutmaya calsiyorlar seni gokyuzunun sana oynadigi oyunu hafifletlebilmek icin. Bir iki yesillik kaldiysa sana hatirlatmaya calisiyor baharin sicakligini.
Binalar kaybetmis o ruhlarini. Hepsi soguk ve donuk duvarlar olmus bakiyor pencereden iceri sana.
Sokaklarda oynasan cocuklar yok… Renk renk uful uful giyinmis hic kimse yok… Bortu-bocek-kuslar birbirlerine sokulmus olmalilar isinmak icin ki onlar da yoklar…
Disaridasin usuyorsun. Iceridesin; disariya bakip usuyorsun.
Aliyorsun eline Pazar eklerini gazetelerin… Geciyorsun televizyonun karsina belki de haftsasonu programlarini takip etmek icin… Belki de hâlâ uyanamadin ve yataginda keyif yapiyorsun… Disariya bakip usumemek icin…
Arkadasimla beraberdim… O da uzaklarda senin gibi… Yan yana degildik ama kalplerimiz birlikteydi… Su gozunu sevdigim internet gibisi yok. Sanki dogdugumdan beri onunlayim… Bir donem cep telefonlari icin denmisti bu sozler… Ondan onceki donemlerde de kumandali televizyonlar ciktiginda soylenmisti… Ekranin bir tarafinda ben bir tarafinda o… Butun mesafelere inat biz biraradaydik, beraberdik… Senin gibi o da uzaktaydi…
Disarinin soguna her nekadar aldirmasam da; disariya bakip usuyorsun.
Neskafem vardi klavyemin yaninda… Kocaman bir mugda… Aromasi butun odayi sarmisti… Goz ucuyla fincanin uzerindeki dumana bakinca icim isiniyordu… Her bir yudum alisimda o simsicak neskafe bogazimi da istiyordu… Fincanin artik ortalarina geldiginde midem de isinmisti :)
Ama disaridasin usuyorsun. Iceridesin; disariya bakip usuyorsun.
En cok da yuregin usuyor… Cogu zaman bu fark edilmiyor. Ediyoruz da aslinda hemen dagitiyoruz ortaligi daha fazla usumemek icin. Isınacak, isitacak bir seyler buluyoruz hemencecik; uzerimize yok bu maharetimizde!
Ama su mesajin sonbaharin butun soguklugunu aldi goturdu buralardan… Simsicacik yapti yuregimi… Pencerem… Grinin tum tonlarinda bulutlarim… Ciplak kahverengi agaclarim… Soguk ve donuk binalarim… Soguk sokaklarim… Kaskol, atki, mont sarinmis kosturan insanlarim… Bilgisayarim… Cep telefonum… Fonda calan nostalgie de france’im… Neskafem… Hepsi bir yana… Sen bir yana… Yuregimin sicakligi baska!
Sakin sorma tamam mi! Neden oldugunu sorma bilmiyorum. Gercekten bilmiyorum. Hatta bilmek de istemiyorum. Boylesi guzel. Bu duygu guzel. Bu az bucuk sarhosluk guzel.