Cumartesi, Kasım 07, 2009

Yedi Kasim

Yedi Kasim

“Yedi Kasim, Ajda Geliyor”… Heryerde Ajda var… Tum billboradlarda Ajda var… Tum radyo anaonslarinda Ajda var… Gazete reklamlarinda Ajda var… Son zamanlarda televizyonda Ajda var… Bir bakiyorum; artik benim zihnimde de, hayallerimde de Ajda var…

Iple cekiyorum Yedi Kasim’i…

7 Kasim 2009… Suslemeliyim… Farkli olmali… Guzel-cirkin, iyi-kotu farkli olmali… Fiyasko bile olsa farkli olmali… Iple cekiyorum Yedi Kasim’i…

Dusunuyorum ne zamandir… Gidip geliyorum kendi icimde, oyle mi yapsam boyle mi yapsam diye… Veee; “Yedi Kasim, Ajda Geliyor”

Geldi catti Yedi Kasim… Ajda da geldi… Iple cektigim Yedi Kasim, beni de yedi, benim de ipimi cekti…

Dunya gozuyle kanli-canli gordum ya! Cok sukur. Bu yetti bana. Bosuna super star olmamis… Bosuna diva denmiyor… Bunca sene… Bunca degisen populer kultur… Bunca degisen zevkler… Ve elbette bunca sene defalarca degisen Ajda Pekkan. Ve, bendeki ayni tutku:). Sonunda gidebildim, gorebildim, dinleyebildim. Ayakta kalmanin izdirabina ragmen… Hayatin akip giden huysuzluguna ragmen… Merdivenlerdeki siranin uzunluguna ragmen… Tikisiklik-tepisiklik ve bilumum etkilere ragmen…




Sari parlak saclar… sol omzu acikta birakan, uzerinden dokulup giden beyaz saten bluz… kat kat dantelli siyah etek… etegi ile bir ornek simsiyah coraplar…

Daha uzun surmeliydi! Evet! Evet! Daha uzun olmaliydi… Kisa geldi, doyamadim, yetmedi…

Sen var ya sennn… Ah Yedi Kasim! Beni gercekten yedin…


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder