Cumartesi, Mayıs 05, 2018

HIDIRELLEZ

HIDIRELLEZ
Hayat size istediğiniz, arzu ettiğiniz, dilediğiniz, niyet ettiğiniz, hayal ettiğiniz her şeyi veriyor; ama kendi zamanlaması içinde. Bunun için sadece içtenlikle istemek gerekiyor. Maymun iştahlılıkla istenen her şey zaman süzgecinden geçerek eleniyor, geriye ari niyetler kalıyor. İşte bu yüzden zaman denen bu kavramı sevmiyoruz. Bir yanıklık edebiyatı içinde düşünüyoruz ki arzu ettiklerimize ulaşamadan hayat elimizden akıp gidiyor. Oysaki bir bilsek kalpten geçen saf dileklerin gerçekleştiğini…
Ben her bahar yenilenirim. Bir tek ben mi? Tüm doğa yenilenir, yaşam yenilenir. Yaşam sevincimizi artırmak için küçük ritüellerin peşinden koşarız birlik beraberlik içinde. Bunlardan biri de HIDIRELLEZ (İzleyiniz: HIDIRELLEZ). Küçüklüğümden beri her bahar 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece yarısı HIDIR ile İLYAS’ın dünyaya geldiğine, her yeri dolaştığına, bir sonraki yıl dünyaya gelişlerine kadar dilekleri olanların dileklerinin gerçekleşmesi için yardımcı olduklarına, bolluğu ve bereketi artırdıklarına inanırım.

Annemden öğrendiğim –ve kızıma da öğrettiğim- gibi gündüz küçük taşlar toplarım. Gece bahçeye, balkona, pencere pervazına -neresi müsaitse- o küçük taşlardan niyetimi simgeleştiririm. Bazen kibrit çöplerini kullanırım bazen de küçük kâğıtlara resmini çizerim. Bu dilekler bazen araba olur bazen ev olur, bazen evlilik olur bazen çocuk olur. Dileklerimi gül ağacı veya çiçek açan bitkilerimin yanına dizerim. Eğer balkonumda bitkim yok ise hiç üşenmeden evin diğer odalarından saksılarımı taşırım. Gece yarısı sabah ezanına kadar balkon kapısı veya mutfak penceresiyle birlikte mutfağımın bereketi artısın, sağlığımız sıhhatimiz yerinde olsun, sağlıkla yiyelim içelim diye erzak dolap kapaklarımı açık bırakırım.  Kimseye maddi olarak muhtaç olmayayım, kazancımın bereketi olsun diye bereket paraları hazırlarım, cüzdanımda saklarım. Evde ateş yakamam ama ateşin ve ateşin rengi kırmızın sıcaklığı, gücü, renk şöleni niyetlerimin enerjisini artırsın, kıştan kalan soğumuş donmuş kuytu köşeyi ısıtarak canlandırsın diye mum yakarım. Sonra kendimi yaradana her şey için şükrederken bulurum her seferinde. İşte dua saflığı budur. Her şeyden soyutlanarak her şey için mutlak güce sığınmak ve onunla bir olmak. Bu duygunun açamayacağı kapı yoktur. Tüm ailem için dua ederim, arzu ettikleri niyetlere kavuşmalarını arzularım. Diğer dualarımı da yapıp teslimiyet içinde uyurum. Bazen uykuya hemen dalarım bazen rüyalar âleminde dolaşırım ama her ne olursa olsun sabah ezanını duyar duymaz balkona koşar, bir sonraki Hıdırellez gününe kadar tüm niyetlerimin olacağına inanarak her şeyi toplarım. Taşlarımı, kibrit çöplerimi, kâğıtlarımı ya suya atarım ya da akan suda yıkarım. O sabah eve taze bir enerjinin geldiğini hissederim. Doğa uyanmıştır, yaşam uyanmıştır, insanlar yenilenmiştir. Gün içinde de eve kapanmak yerine yeşeren doğanın içinde vakit geçirmek üzere programlar yaparım.
Bu sene de her seneki gibi dileklerimi diledim. Ve tek bir fark ile! Bu sene gece yarısı olmadan Hıdırellez eğlencesi yaptık. Ve aslında böyle bir eğlenceye katılmak da benim eski niyetlerimden biriydi. Sene oldu katılmak istedim Hıdırellez’i bilmeyen arkadaşlarım vardı, sene oldu niyetlendik program yaptık bir şeyler oldu iptal ettik, sene oldu kararsız kalıp eyleme geçemedik, sene oldu program yaptık kızım dünyaya geldi ben gidemedim; derkeeeen kısmette yok diyerek niyetimi artık serbest bıraktım. Ve o niyet döndü dolaştı, süslenerek, bezenerek, daha da renklenerek çok güzel bir biçimde karşıma çıktı. Biz 4+2 kişi bir araya geldik, hesapsız plansız programsız (? mı acaba; belki bizim değil ama evrenin bir programının olduğu belli, bizi bir araya getirmişti).
Eğlence şart değil tabii. Eskiden modernleşme böylesine başını alıp gitmeden önce sokaklarda, köy meydanlarında konu-komşu dışarıya çıkar ortak şarkılar türküler sohbetler ortak yemekler ortak danslar ile ateş yakar, çoluk çocuk oynar, gençler bir araya gelir, büyükler kendi aralarında hasret giderir Hıdırellez’i kutlardı. Şimdilerde daha bireyselleştik. Bazılarınca bu eski adetler hiçten bilinmezken bazılarınca belirli kesimlere atfedildi, bazılarınca bundan utanıldı, bazılarınca şehir yaşantısında kutlanamadı. Neyse ki bu coşkuyu yaşamak isteyenler için büyük şehirlerde çeşitli mekânlar organizasyon yapmaya başladı. Yine bu organizasyonlara bazılarınca hadi biz de yaşayalım ve öğrenelim denilerek ortamda olmak için gidildi, bazılarınca sadece eğlenmek için gidildi, bazılarınca ne güzel vesile oldu hep beraber olacağız denilerek gidildi. Her ne niyetle gidilirse gidilsin herkes ortamdaki enerji yoğunluğuna dalarak hep güzel niyetler diledi. Nereden mi biliyorum? Çünkü bütün yüzler gülüyordu. Sadece içinde mutluluk olan insanların yüzleri güler de o yüzden biliyorum. Tebessüm, bilinçli bir zoraki eylemdir ama gülmek içten gelir, tutamazsınız.

Herkesin çok güleceği ve ari niyetlerine kavuşacağı bir yıl dilerim!

Benzer Yazılar:



Kısa Bilgiler:
1- HIDIRELLEZ DE ARTIK UNESCO LİSTESİNDE

Hıdırellez, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kaydedildi.

Türkiye ile Makedonya’nın birlikte hazırlayıp 2016 yılında UNESCO’ya sunduğu  “Bahar Kutlaması: Hıdırellez” çok uluslu ortak dosyası, Güney Kore’nin Jeju Adası’nda gerçekleştirilen Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması 12. Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda değerlendirildi ve UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kaydedildi.

Doğanın canlanması ile bolluk ve bereket beklentisini simgeleyen Hıdırellez, Miladi Takvime göre her yıl 6 Mayıs’ta kutlanıyor. “Bahar Bayramı: Hıdırellez”  dosyasının UNESCO’ya kaydedilmesi, uluslararası alanda karşılıklı kültürel saygı ve anlayışı güçlendirmeye yönelik olarak Türkiye’nin gerçekleştirdiği faaliyetlerin önemli bir göstergesidir.

2- HIDIRELLEZ

Envanter Numarası : 01.0012 Kayıt Tarihi : 13.03.2013                                                                                       

Diğer Adları: Ağrice, Altı Mayıs, Aya Yorgi, Aziz George, Bahar Bayramı, Ederlez, Eğrice, Eğrilce, Hederlez, Hıdrellez, Hiderlez, Hızır ile İlyas, İderlez, İlkyaz, Mantifer, Mar Curcos, Ruz-ı Hızır (Hızır Günü)

Somut Olmayan Kültürel Miras Alanları: Doğa ve Evrenle İlgili Bilgi ve Uygulamalar; Sözlü Gelenekler ve Anlatımlar, Gösteri Sanatları, Toplumsal Uygulamalar, Ritüeller ve Şölenler

Coğrafi Dağılım (Unsur İçin Envanter Formu Gönderen İller): Afyonkarahisar, Amasya, Bartın, Bilecik, Çanakkale, Edirne, Elazığ, Giresun, Gümüşhane, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kırıkkale, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Mardin, Muş, Ordu, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Uşak, Yozgat, Zonguldak

Hıdrellez, baharın gelişini kutlamak üzere Miladi takvimle 6 Mayıs’ta uygulanan mevsimlik bayramlardandır. Anadolu’da kış mevsiminden sonra doğanın canlanması ile bolluk ve bereket beklentisini simgeleyen gün 6 Mayıs’tır ve bugüne Hıdırellez denir. Temelinde Hızır kültürü bulunur. Aynı zamanda Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştuğuna inanılan gündür. Hıdırellez öncesi evlerde temizlik yapılır, çeşitli yemekler hazırlanır ve “hıdırlık” denilen bol ağaçlı ve pınarı olan mesire alanlarına gidilerek piknik yapılır. Burada çeşitli oyunlar oynanır, eğlenceler düzenlenir. Kimi yerlerde mesire alanının ortasında dev bir ateş yakılır. Ateşin üzerinden dualar ve mâniler söylenerek en az üç kere atlanır. Ağaçlara bez bağlanarak adak adanır. Çömleklerin içine dilekler yazılarak akşamdan gül ağacının dibine konulur. Ertesi gün bir araya toplanmış olan kadınlar, çömleği ortaya koyarak mâniler eşliğinde dileklerini yazdıkları kâğıtları çıkarmaya başlarlar. Kimi zaman da dileklerin Hızır’a ulaşması için istenilen şeyler küçük bir kâğıda yazılarak bir akarsuya veya denize atılır. Hıdırellez, Türkiye'nin pek çok yerinde doğanın canlanışıyla birlikte maddi ve manevi olarak kendilerini yeni bir yıla hazırlamak isteyen Müslüman ve Hıristiyan topluluklar tarafından aynı günde kutlanmaktadır.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder