Cumartesi, Ekim 13, 2007

Seker Bayrami - Oteller Bolgesi / Uludag


Seker Bayrami - Oteller Bolgesi / Uludag


Bu gun bayram. Seker Bayrami. Ramazan Bayrami ifadesini kutlamalarda, tebriklerde kullanmayi tercih ediyorum. Seker Bayrami; daha sicak geliyor, cocuklugumdaki gibi... Seker bayrami demeyi tercih ediyorum bu bayrama iste bu yuzden. Baris Manco’nun “bu gun bayram, erken kalkin cocuklar” modunu da bayramin ikinci gunu olmasi vesilesiyle geride birakmisim cocuklugum gibi. Kabus gibi bir bayram. Kabus olmasi, bayramdan degil yasamdan. Asagida fotograflarla baktikca sizler de hak vereceksiniz dehset bir gun olduguna.
Yagmur bastirdi nicedir beklenen. Hava durumu son zamanlarda hep yanlis soyluyor. Hep sagnak yagis veriyor ama kuraklik baskin cikip terazide damla yagmur indirmiyor sehre. Bu sefer hava durumu ters kose yapti. Zaten hava da bir ic kararticilik vardi, bir de buna gercegi eklendi. Iyi de oldu aslinda, yikanip gitti hersey, elde avucta ne varsa, temizlendi hersey. Hava birden kapadi, dedikleri gibi sagnak yagis gunu bitirdi. Gunu bitirmekle kalmayip bir de yarina sarkti... Dunden vermisti zaten sinyalini...

Yolumuz tum hava muhalefine ragmen Uludag’daki Oteller Bolgesinde can buldu. Onceki yazimi yazabilmis olsaydim eger usengeclik etmeyip, civar bolgenin o donemki tadina ulasabilecektiniz. Simdi ne yazikki eldekiyle yetinecegiz. So sorry...

Teleferikle ile once 1231 m.deki birinci istasyon olan Kadiyayla, ardindan 1634 m.deki ikinci istasyon olan Sarialan’a ulasiyoruz.

Gri yagmur bulutlari inanilmaz bir hizla teleferigin altindan kayip gidiyor, ve cok rahat bu akisi izleyebiliyorsun. Insan dusunmeden edemiyor akip gidenin bulutlar mi yoksa yasami mi oldugunu.
Teleferikle yavas yavas yukselirken sehre gitgide daha da uzaktan bakiyorsun... Evler gitgide kuculuyor... kuculuyor... kuculuyor... Az once dibinde oldugun o buyuk binalar kuculuyor... kuculuyor... kuculuyor... Yasamda yaninda oldugun insanlarin, herseyin zaman icinde uzaklasip kuculmesi gibi... Teleferik yukseliyor, ve sen gidiyorsun... Bulutlar da hizli hizli akip gidiyor... Goruyor ama dokunamiyorsun...

Hava hem yagmurun etkisi hem de rakimin artmasindan dolayi isisini kaybediyor, sicaklik dusuyor. Ruzgar hoyratca tenini donduyor, belki de ruhun donuyor bu pusta. Ne yanina aldigin mont kâr ediyor, usumekten koruyor seni ruzgara karsi, ne de kendince aldigin guardin yasamin yikiciligina karsi seni...

Basinctan kulaklarin uguldamaya basliyor, sanirsin ki kulaginin icine kelimeler kacmis donenip donenip duruyor... Bir cift sicak goz ariyorsun kalbinle birlikte, gore gore teleferigin camindaki kendi gozlerinin yansimasini goruyorsun... Nefesinin oldu da bugu yaparsa cama, onlari bile keybediyorsun... Teleferigin direklerden her bir aktarmasinda yasanan o bosluk hissi seni dusus ve kalkislarin gibi heyecanlandiriyor ve korkutuyor. Korku filmi gibi hersey... Ustelik daha da ikinci gunu...



Bitki ortusu degismis... Degismeyen ne var ki... Yine de dimdik ayakta duran camlar var sararip solup yapraklarini dokenlerin yaninda. Sert esen ruzgar mevsimin soldurdugu yapraklari acimadan dallarindan kopariyor... Yapraklarini yitirse bile dallar kusmeden ruzgara bahara kavusmayi umit ediyor olmali. Yoksa baharda nasil yemyesil olsun ki burasi...

Yagmur damlalari iriligini artirdi... tokat atarcasina carpiyor yuze... Ne sigaranin tadi var ne de dumani...Yureklerdeki yangini sonduremiyor ama sigaranin atesine karsi var gucunu kullaniyor...
Sarialandan minibusle Oteller Bolgesine cikista bizi sevecenlikle karsilayan ise ufak dolu taneleri... Yagmurdan kacarken doluya tutuldum bu olsa gerek... Minibuste cok hizli aliyor virajlari, her an savrulacakmisiz gibi... Disarisi zaten soguk, icerisi de soguk... Gerilim filminin tam ortasindayim. Ne bir adim geriye, ne bir adim ileriye. Olmaz olsun bu sahneler...
7 derece disarisi...

Anasini sattimin dunyasi demek gerek... Felekten gun calmak degil, felegin ta kendisini calmak gerek... “Arkasi gelmez dertlerimin biktim illallah... Biri biterken oteki de baslar vermesin Allah... Boyle gelmis böyle gidecek korkarim vallah... Yok mu caresi dostlar fesupanallah... Alemin keyfi yerinde yine masallah... Bize de bir gün kader guler guler insallah...” Bilmem ki, guler insallah...

Donus... Sisli yine...

Karabasan gibi... Gitti derken bitti derken hortluyor... Gozlerden irak, gonullerden irak, evlerden irak, benden irak olsun... Al hersey senin olsun, huzur ise benim olsun... Gokyuzu acsin, gunes goz kirpsin... Yasam yenilensin... Kabus bitsin, bu bayramda edilen dualar kabul olsun...

Not: Bu yazi, aslinda bir gezi yazisi degil. Icimdekileri doktugum bir yazi. Teshih-i Beliğ...

3 yorum :

  1. bu bir gezi yazi degil. besbelli. cumlelerde baska anlamlar var. derin bir keder.

    YanıtlaSil
  2. @ adsız: evet, gezi yazısı değil.

    YanıtlaSil