Cuma, Ekim 06, 2006

Seytan Marka Giyer

***Ne var ki; burasi zorlu bir dunyadir ve buyuk balik kucuk baligi yutar...***

Mirandaaa !
 

Bugun Cuma… Haftaicini bitirdik… Bu saatler bizim… Hava gunduz sicaga yakindi… Aksamustune dogru serinledi… Genel olarak guzel bir hava hâkimdi gune… Gunesi gorebildik ! Sabahtan is temposu sakindi… Oglene dogru kontrolsuz bir sekilde artti… Tek care vardi; kacmak ! yada daha eksantrik bir ifadeyle yeniden tanimlarsak cumleyi; Tek care vardi; kacamak! Ben de bu seytana uydum ve ufak bir kacamak yaptim… Ogleden sonra ise dondugumde hersey mucizevi bir sekilde yavasladi ! Iste guzel haber! Cuma gununden istifade edelim; sinema yapalim… ama hangi film?

Tariyoruz tum sinemalari ve filmleri… Hayir o olmaz, hayir bu olmaz… Evet! Iste o! “Seytan Marka Giyer” Bunu izlemeliyiz ! Tam bir hatun filmi !

Bu senenin basinda, kitap fuarinda bu filmin kitabini almistim… Seytan Marka Giyer/Lauren Weisberger… Ve diger bir kitabini da; taninmaya deger kisiler… Okumaya ikincisinden baslamistim… Yazarin cok akici ve esprili dili sayesinde kitap kendini zorlamadan sevdirmisti… Sevdirmisti sevdirmesi ne ilk kitaba hic baslayamamistim… Iste tam firsati ! :) Hehheheh … bir tasla iki kus… Filmi zileyerek kitabi da aradan cikartabilirim ! Cok seytani degil mi ?! Ahhahahhaha ! :))))

Muhtemelen oyle olmayacak tabi ki… Film bu kadar zevkli ise; kitabi da mutlaka kesfetmek gerek!
Temelde Merly Streep (Miranda) ve Anne Hathaway (Andy) arasinda gecen bir film. Andy, okulundan mezun olmus, gazeteci olmak istiyor. Is ariyor. Pek de umursamaz bir tavirla unlu moda dergisi Runway’de genel yayin yonetmeni Miranda’nin asistani olarak ise basliyor. Filmdeki baskin karakterimiz Miranda! Miranda da muthis bir otorite! Calisanlarindan sonsuz bir saygi… Onlenemez bir korku! Mirandada ise cok daha siddetli bir kibir! Gerci ilerleyen sahnelerde onun da bir kalbi oldugunu ogreniyoruz, ama ogrenmemizin pek de bir anlami yok cunku o da hemen unutuveriyor!

Miranda moda ile ilgili herseyi biliyor, herseye o yon veriyor, o top ten! Herkes onun icin oluyor! Varsa yoksa adi, unu, kariyeri, vazgecilmezligi, ulasilamazligi, bir tek o olusu! Herkes uzerinde kurdugu Hitler otoritesi!
Andy, baslarda gazetecilik kariyerine emin! adimlarla girmek icin gecici olarak bu ise basliyor. Ve Miranda’nin patlamalarindan nasibi aliyor, cani yaniyor, hirs yapiyor, azim diyelim:) , ve sonunda o da var oluyor!
Iste var olmanin dayanilmaz hafifligi! İs onun tum hayatini ele geciriyor ve o artik bilicaltindan bir esir oluyor!

Kurgu bunun uzerine… Film cok sik elbiseler, son moda cantalar, yuksek okceli goz alici ayakkabilar, partiler, moda cekimleri, saclar, makyaklar ile gorsel solenle suslenmis… Giyim-kusamin is hayatindaki ezici ustunlugu… Yukselmek icin birbirini arkadan vuran is arkadaslari… Kariyer tutkusu… Dominat kadinlar… Modern koleler… Stratejiler… Hesaplar… Oyunlar… Uykusuzluk… Rejimler… Ne arasan is hayatina ait! Ama anlayabilene esas vurgu, yukarida yazidiklarim…

Sonunda Andy kayip-kazanc muhasebesine giriyor ve parlak isiklarin gozlerini kamastirdigini, ve kamasan gozlerle etrafini goremedigimi anlayarak sahnelerden uzaklasiyor…

Film harika! Cekimler super! Cok eglenceli! Muthis hizli! Baglayici! Hele Miranda! Hele Mirandaaa! Mairanda’nin bakislari! Ah o tavirlar! Ah o goz suzmeler! Ah o endam! Ah o yuruyus! Ah o kendinden eminlik! Ah o kucuk dag-tepeyi ben yarattim havalari! Ciddi… Vakur… Alimli… Aslinda ne yalan soyliyeyim; hep oyle bir burjuva olmak istedim! Ama yaradilis iste, mutevazilik bizde diz boyu :) Bazen gercek sanip tepemize tepemize cikmiyorlar degil hani !

Filmden sonra muhabbet olmaz mi?! Oluuur! Canim cigerim
kizarkadasimla oturuyoruz Starbucks’ta. Film sonrasi kahve keyfi yapiyoruz. E tabi simdi de zaman filmi konusma zamani… Zaman kiz kiza cekistirme zamani, herseyi… isi… erkekleri… erkek arkadaslari… hayati… diger kizlari :)

Iste o an olan oluyor ! biz tam kendi havamizdayiz… Sohbet ediyoruz hararetli hararetli… Bir atip tutuyoruz ki ! bizi tutabilene ask olsun! Kose yazarlarindan en kose yazariyiz! bilirkisiden en bilirkisiyiz! Ego tavan ! :) hani konusurken saga sola bakariz ya… Ben soyle bir konusurken etrafa bakarken, refleks iste :) karsi caprazimda oturan bir kiza ilisti gozlerim… O an, iste o an; bir anda zaman kiltilendi… Canim cigerim kizarkadasim biseyler anlatiyor ama… Duyan, dinleyen kim… Sonra hemen toparladim kendimi… Ahkâm kesmeye; daha dogrusu o an ahkâm kesen canim cigerim kizarkadasimi dinlemeye devam ettim nerede kaldigimi hatirlamadan… Ama olan yine oldu ! Bu sefer o kiz; canim cigerim kizarkadasimin alanina girdi… Anladim ben ! Cunku konusuyor bizim arkadas ama gozler takildi! Bakislar donuklasti… Ama hemen bir toparlama refleksi… Ikimiz goz goze geldik… Ve aninda gozler o kiza cevrildi… Aman allahim soyleyisi bile cok komik aslinda; o kiz ! Tanimayiz, etmeyiz, ama bizim icin o an onemliydi… Neden ? Cunkuuuuu; sac kesimi bizim filmde izledigimiz Andrea’ninkiyle ayniydi ! Bu bizim icin yeterli bir sebepti ilgi alanimiza girmesi icin :) :) :) Nappiiim !? Kizlar boyle iste… Hatun muhabbetleri boyle cicim… :) :) :) Saclaaar ! Ayni kesim! Az once dedik; meydan okuyoruz ya herseye ve herkese :) biz de kestirecegiz sacimizi oyle… Ama beyinde bir yandan calisiyor, etrafta baska hangi kizlar var oyle diye:) Sonrasi mi?! Sormayin ! Katila katila gulduk ! Dibine kadar gulduk ! Hele kendimizin o halini fark edince, daha da gulduk ! Su satirlarla aslinda konudan uzaklastim ama son bir cumle bununla ilgili; yazinin sonunda bir hikaye ekledim o kadar dogru olan !

Hadi simdi dogruuu sinemaya... Gidin bi de siz izleyin... Izleyinde konusalim hadi... Hep ben yaz hep ben yaz olmuyor :) Iyi seyirler…

Sevgilerimle,



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder