Cok heyecanliydim cok!
Haftaici zaten kalbim kipir kipirdi, ajandam haftasonuna gelebilmek icin benim heyacanima kapilip tum haftanin nasil gectigini hissettirmeyecek kadar doluydu. Cumartesi ise Pazar gununu iple cekiyordum. Gece; okula yeni baslayan cocuk gibi uyuyamadim. Bir turlu gidilemeyen Sadagi Kanyonu’na iste bu Pazar gidilebilecekti! Tutkum; gecen seneden basladi.
Haftaici zaten kalbim kipir kipirdi, ajandam haftasonuna gelebilmek icin benim heyacanima kapilip tum haftanin nasil gectigini hissettirmeyecek kadar doluydu. Cumartesi ise Pazar gununu iple cekiyordum. Gece; okula yeni baslayan cocuk gibi uyuyamadim. Bir turlu gidilemeyen Sadagi Kanyonu’na iste bu Pazar gidilebilecekti! Tutkum; gecen seneden basladi.
Sadagi ismini bir duydum, pir duydum! Gitmem gerek gormem gerek yurumem gerek yasamam gerekti! Hep aklimdaydi. Mevsimlerin kanyona uygun hale gelmesiyle ne zaman gideriz sorusu hep aklimdaydi. Bir niyetlendik; yagmur yadi; cesaret edemedik akar suyun hircinligina... Yine bir niyetlendik; yok dedik tadimiz tuzumuz olmaz bu sefer, biz bize olmaliyiz, olmaz boyle dedik.
Tam yeriydi ama neden tam zamani degildi!!!
Iste; seytanin bacaginin kirildigi gun; bu gundur! Gun; bizim gunumuzdur; ve Sadagi Kanyonu’na gidilmistir! Gorulmustur! Yurunmustur! Yasanmistir! Olay bitmistir!
Merkezden yaklasik 48 km guney tarafa dogru, Orhaneli ilcesine dogru sabahin erken saatlerinde yol almaya basliyoruz. Yolumuz oldukca kolay. Izmir yolunun baslarinda, Orhaneli kavsagindan iceriye dogru girip yaklasik 48 km ilerliyoruz yol boyunca. Baraji asip yola devam ediyoruz. Orhaneli merkeze geldikten sonra da 6 km daha yol yapip Sadagi Koyune ulasiyoruz. Yollar biraz genis virajli. Mideler hafiften problem olabilir sabah saatlerinde...
Bu bekleyisin bir guzelligi olmaliydi. Zira oldu da! :) Cunku bu sefer, gidecegimiz yer ile ilgili genel bilgiler hazir! Bu jestin sonuna kadar keyfini surecegim ve bu yazida asagidaki hazir metne dogrudan yer verecegim :) Tenks e lat ;)
“I.S. 117-138 yillari arasinda hukum suren Roma Imparatoru Hadrianus yerlesimler kurmasinin yani sira cok gezmesi ile de unlu. Edirne’ den Antalya’ ya, Bolu’dan Kudus’ e kadar gidip gormedik yer birakmamis. Tum Anadolu’ yu arsinlayan imparator bu arada Bursa’ya da ugramis ve bugun sehrin 58 km. uzaginda bulunan dag ilcelerinden Orhaneli’ni avlak olarak kullanmak amaciyla kurmus. Hadrianus, Adranos, Adirnaz derken Orhangazi tarafindan fethedilmesiyle Orhaneli adini almis. Imparator Hadrianus yorede avlanirken sevgili karisi icin ilce merkezine 6 km. uzakliktaki Sadagi Koyu yakinlarindaki bir sicak su kaynagini degerlendirip bir hamam yaptirmis. *
Bu kaya hamamindan halen sicak su cikmaya devam ediyor. Ancak Hadrianus’un kaya hamami romatizma, soguk alginligi ve kisirliktan muzdarip hastalardan cok doga severlerin ilgisini cekiyor. *
Orhaneli ilce merkezinden 6 km. uzakliktaki Sadagi bir Yoruk koyu. Koy yaz aylarinda bahce isleri sebebiyle bos ancak birkac yasli Yoruk koylusu ile karsilasilabiliyor. Hamama gitmek icin koy icinden gectikten sonra 1 km. kadar yurudugumuzde sarp kayaliklari bir bariyer gibi kesen su bendi cikiyor karsiniza. *
Merdivenleri asip bendin uzerine ciktiginizda Kaya Hamamlarina ulasmanin ne derece macerali oldugu anlasiliyor. Karsinizda yer yer 60 metreyi bulan kaya bloklari ile “Sadagi Kanyonu”. Burada belirli bir parkur yok. *
Yol suyun durumuna ve biraz akila bagli. Parkuru siz cizeceksiniz. Buyuk bir kismi sularin icinde, soldan-saga veya sagdan-sola zigzaglar cizerek, su icinde yukseltileri gorup kayalari asarak.
Yaklasik 2 saatlik islak bir maceradan sonra derenin sag kiyisinda yesil bir tente goreceksiniz.
Bu tente altinda 62 derece sicakliktaki sifali suyu sakliyor. Tente Hadrianus tarafindan degil na-mahrem sendromundaki Hacibabalar tarafindan konulmus. *
Esleri iceride kaplica keyfi yaparken kendileri disarida gozculuk yapip gelenlere "geri donun, gelmeyin" diye bagiriyorlar.
Yesil tentenin karsisinda ise kaya hamami var. Etrafi tas duvarla cevrili suyu tenteliye oranla girilebilecek sicaklikta. Ancak bu is zaman zaman tersine donebiliyor.
Bir hafta once girdiginiz kaya hamaminin suyu 62 santigrat dereceye cikiyor,nedendir bilinmez. Burada gece kamp yapanlarda oluyor. Gece karanliginda suda yuzen veya duvar ustlerine konulmus mumlarin isiginda, sicak su icinde ve ellerinde sarap kadehleri… *
Kaya hamamlarina ulasmak icin ille de "botlar elde sandaletler ayakta, sortlar veya pacalar sivali olarak 2 saat macera aramak istemiyorum" diyorsaniz kanyon girisinde su bendinin 50 metre solundaki patikayi takip edin. Kaya hamaminin uzerinden geciyor. 50 metrelik bir yan inisle sicak suya kavusursunuz. Kaya hamamindan yaklasik 300 metre sonra 3-4 yukseklikten dokulen bir selale var.
Selalenin onundeki havuzda yuzulebiliyor. Eger yaniniza olta aldiysaniz ve halen vaktiniz varsa yorede kucuk alabalik olarak isimlendirilen baliklardan tutabilirsiniz.”*
* Bilgi notu Serdar K.'ya aittir.
Sadagi Koyune ulastiktan sonra, baslangicimiz; koyun girisinde cesmeler.
Buradan evlerin arka tarafina gecip, uzun bir patika boyunca dumduz dere kapaklarinin oldugu yere kadar sulama kanalina paralel yuruyoruz. Patikamiz zorlayici degil. Araclarin gectigi, yoldaki izlerden asikar.
Patika boyunca birkac koy evi ile karsilasiyoruz. Odunlari sira sira dizilmis, ya bu kistan kalmislar yada onumzudeki kisa hazirlik. Yolda bir ara ari kovanlari ile karsiliyoruz.
Aricilik ciddi bir gelir kaynagi olmasa gerek; cunku tek bir bolgede karsimiza cikti.
Yol boyunca kiraz agaclari dallarindaki kan kirmizi kirazlariyla bize goz kirpiyor.
Hele hele bakislarinizi daha da uzaga yonelttiginizde; karsi yamactaki alabildigince yesillik ve agaclarla kapli bir dag ruhunuza huzur katiyor. Su kanali cevresinde ucusan kirlangiclar ve ziplayan kurbagalar da isin bir baska guzelligi!
Su kapaklarina geldikten sonra, artik derenin kiyisindan yurumeye basliyoruz!
Dere kiyisina ulasabilmek icin orman ici patikadan yurumeye devam ediyoruz yer yer duz yer yer egimli ve taslik arazide.
Bir sure sonra ise kanyonda oldugumuzu bize hatirlatan kaya yamaclarda yurumeye basliyoruz.
Bir cok noktada sag tarafinizin kaya yamac, sol tarafinizin ise bosluk ve altinda ya diger kaya yamacin oldugu yada derenin oldugu bolumlerde gecisler yapiyoruz.
Surekli derenin sabit bir kiyisindan ilerleyemedik. Yer geldi; karsi tarafa gecmemiz gerekti. Uzaktan bakildiginda insanin icini biraz urperten, yakinina yaklastikca nasil adim atacagini dusundurten hele artik karsiya gecme sirasi geldiginde ise pur dikkat yardimlasmayla karsiya gecilen dere gecisleri yaptik :)
Bazi yerlerde uzaktan bakildiginda kayadan dolasmaktansa suyun icinden yurunerek gecilebilir hissi veren yerlerde iki kez dusunduk; suyun hizini ve atlama yapan suyun olusturdugu dip havuzcuklarinin derinligini...
Sonra her cengaver gibi :) akar suya kanmayip kayalardan dolastik.
Her gecisimiz dusundurucu degildi. Her ilerleyisimizde suyu biraz daha tanidik, dere yatagini biraz daha tanidik, ve adimlarimizi daha guvenli attik. Suyun diger akar sulara gore nispeten daha sicak olmasindan dolayi ayaklarimiz usumedi. Havalarin gunesli olmasiyla su seviyesi dusen derede debinin de zorlayici olmamasi bizi rahatlatti.
Sevmemiz de bir yere kadar elbette! Zorlayici yerlerde sevgiyi bir kenara koyduk! :) :) :) Camura batmadan, tastan kaymadan, yamactan dusmeden, bilek burkmadan, dikene bulasmadan gectik tek tek...
Iste hamam!
Sicak su keyfi yapanlarin keyfine diyecek yoktu!
Gerci biraz fazla kabalalikcanaydi, ama neyse... Hamama giren terler! Olacak o kadar! :) :) :)
Sicak su uzerine soguk su iyi gider! Cildi canlandirir, dinclestirir vucudu! Bakmayin siz suyun bulanik olduguna! Camur banyosu dahil bu hizmete! Maksat gonlumuz olsun, cilt bakimi ektrasi... Suya girmek ise her baba yidigin harci degil! Yapabilene! :) :) :)
Sansarak Kanyonu'ndan oldukca farkli bir su!
Ne demis buyuklerimiz; ya icindesindir cemberin ya disindasindir... Sicak suyun da soguk suyun da icinde olmadigimiza gore; ben neredeydim???
Iste cay-neskafe dostlugunun basladigi yerdeydim! Sicak su eldesi yapilan ocagin basinda!!! Himmmmmm! Yorgunlugun uzerinde bir sicak cay gibisi yok; hele hele bergamot aramoliysa! :) :) :)
Ya yapilan bu sucuk keyfine ne demeli!
E artik biraz da ayaklarimizi dinlendirmeliyiz degil mi bu ilik akar su icinde!
Dogadan bir bitki! Hediye bir bitki:) Adini unuttum... Naneye benzer bir kokusu var... Cigenebilir, veya cayi yapilabilir...
Bu da sarikantaron! Bir kavanoza konur, uzerinde zeytinyagi ilave edilir, hergun bir kasik icilir, mideye iyi gelir!
Donussss... Ayni guzergahtan... Ayni sekilde... Ama cok daha rahat... Cok daha kolay... Cok daha bildik... Cok daha hizli...
Ama cok daha coooooookkk camurlu!!!
Gun, kopuklu bir turk kahvesi yada demli bir bardak cay esliginde yorgunlugun atildigi sohbetlerle sonlaniyordu... Bu sefer yorulan! cok oldu, cay yalan oldu! Orhaneli Koyunde bu keyif yapilamasa da gelenegi bozmaya niyetim yoktu!
Mirildinmamiz eksik olmasin bu seferde...
Nicedir akillarda, gonullerde ve dillerde olan sozleri birkez daha soyleyelim, bir kez de birlikte soyleyelim...
Ellerimle buyuttugum,
solar iken dirilttigim,
cicegimi kopardin sen,
Ellere verdin.
Daglar daglaaaaaar...
Kurban olam, yol ver gecem.
Sevdigimi son bir olsun yakindan gorem
Daglar daglaaaar...
Kurban olam, yol ver gecem.
Sevdigimi son bir olsun yakindan gorem...
Kuslar otmez,
guller soldu.
yuce daglar duman oldu.
belli ki gittigin yerden, kara haber var.
Daglar daglaaaaaar...
Kurban olam, yol ver gecem.
Sevdigimi son bir olsun yakindan gorem
Daglar daglaaaar...
Kurban olam, yol ver gecem.
Sevdigimi son bir olsun yakindan gorem...
Sevgilerimle!
@servis: teşekkürler.
YanıtlaSil