Cumartesi, Ekim 02, 2021

EKER I RUN - ADIM ADIM - KIZLARA SÖZ VER

KIZLARA SÖZ VER PROJESİ


Merhaba, Ben Bade.


Ben 8. Eker I Run 2021 Koşusu'nda Minik Adımlar Kategorisi'nde Adım Adım Sivil Toplum Oluşumu aracılığıyla UNICEF Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun KIZLARA SÖZ VER PROJESİ'ni desteklemek için gönüllü olarak koşuyorum.

Toplumsal cinsiyet, kadınlara ve erkeklere toplum tarafından uygun görülen rolleri, sorumlulukları ve davranışları tanımlamaktadır. Biyolojik cinsiyet, anne karnında oluşur. Toplumsal cinsiyet ve biyolojik cinsiyet farklı kavramlardır. Toplum içinde "KIZLAR ŞÖYLE OLUR, ERKEKLER BÖYLE OLUR" gibi söylemler toplumsal cinsiyeti öğretir. (Daha fazla bilgi edinmek için şu videoyu veya şu videoyu izleyebilirsin: )

UNICEF, bir çocuğun güçlenme ve beceri geliştirme eğitimine katılma bedelinin 130 TL olduğunu söylüyor. Ben ise bir elin nesi var iki elin sesi var, gönlünden ne koparsa diyorum. Az çok demeden, kampanyama bağış yaparak; kız ve erkek çocuklarının toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlendirilmesi ve kız çocuklarının güçlendirilmesi için;
KIZLARA SÖZ VERİR MİSİN?

Destek olmak için bağışlarınızı bekliyoruz:
https://ipk.adimadim.org/kampanya/CC72446

İnci Bade YİĞİT



KISA BİLGİLENDİRMELER:

6. EKER I RUN KOŞUMUZ İÇİN TIKLAYINIZ.

7. EKER I RUN KOŞUMUZ İÇİN TIKLAYINIZ.


Eker I Run Nedir?

Şimdi sırasıyla biraz bu koşudan bahsedelim. Eker I Run, Eker Süt Ürünleri A.Ş’nin sosyal sorumluluk kapsamında her yıl düzenlediği bir yol koşusu etkinliği. İlk koşu 2014 yılında gerçekleştirildi, bu sene 2019 yılında altıncısı düzenleniyor. İlk yıl 400 gönüllü koşucu varken bu sayı 1800lere tırmanmış durumda. Farklı yaşlar ve kondisyonlar için farklı parkurlar mevcut. 6 yaş ilâ 12 yaş arası çocuklar Minik Adımlar Parkurunda 500 metre koşuyor. Gençler ve yetişkinler ise 5 kilometrelik, 15 kilometrelik koşuya veya 42 kilometrelik maraton koşusuna katılabilir veya koşu yerine paten yarışına da katılabiliyor. (TIKLAYIN)

Bu sosyal sorumluluk etkinliği, farklı alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşları (STK) ile işbirliği yaparak o STK’nin toplum içindeki görünürlüğünü, bilinirliğini, etkinliğini artıyor. Biz de Adım Adım Toplum Oluşumu ile koşuya katılıyoruz.

Adım Adım Nedir?

Adım Adım kendisini, yurtdışında ‘charity run’ olarak bilinen kolektif yardımseverlik koşusunu Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaştırmak için kurulan ilk sivil toplum oluşumu olarak ifade ediyor. Gönüllü koşuculara ve sivil toplum kuruluşlarına yardımseverlik konusunun ne olduğunu, nasıl yapıldığını anlatarak ve yapmaları için motive ederek başta koşu olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla ülkemizin önemli sosyal sorumluluk projelerine maddi kaynak ve tanıtım desteği sağladığını belirtiyor. (TIKLAYIN)

 

Salı, Eylül 15, 2020

EKER I RUN – ADIM ADIM - BİLİM SEFERBERLİĞİ PROJESİ

 EKER I RUN – ADIM ADIM - BİLİM SEFERBERLİĞİ PROJESİ

(Videoyu izlemek için tıklayınız. Eğer açılmaz ise FACEBOOK BLOG SAYFASI dan izleyiniz)

Haydi Çocuklar, Bilime!

Geçen seneyi hatırlıyor iseniz pandemi gerçeği ile yaşam kurmadığımız bu dönemlerde, 6. Eker I Run 2019 koşusu heyecanı içindeydik. Kayıt masasında yüz yüze kaydımızı yaptırmış ve çok keyifli bir organizasyon eşliğinde kitleler halinde canlı canlı koşumuzu gerçekleştirmiştik. Bu sene ise yeni koşullara ayak uydurmaya çalışıyoruz. 

Kısa bir hatırlatma için, Bade’ciğin 6. Eker I Run 2019 Koşusunda Tema Vakfı Ağaç Kardeşliği Projesini desteklemek için gönüllü olarak koştuğu kampanyasına ve kampanya sonrasındaki etkilerine YAZI-1 ve YAZI-2 ’yi okuyarak ulaşabilirsiniz. Ya da yazının sonlarına doğru birkaç paragraftan oluşan kısa bilgilendirmelere göz atabilirsiniz.

Bade, başta kız çocukları olmak üzere gençlerin bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına yönlendirilmesi için bu sene kısıtlı imkânlara sahip öğrenci arkadaşlarının stem yapabilmelerine imkân sağlamak amacıyla yardımseverlik koşusunu Bilim Seferberliği Projesi’ni desteklemek için koşuyor.

Bade’cik, bu sene yardımseverlik koşusunda destekleyeceği STK’yı seçmek için kampanya açan STK’ları incelerken logosunu bildiğimiz twin bilim setlerinin logosu ile karşılaştık. Twin bilim setleri ile pandemi sürecini evde daha kolay baş edilebilir bir şekilde yürütmek için legolarımıza yandaş arkadaş ararken tanıştık. Aldığımız setler ile birlikte gönderilen sertifikalar da Bilim Seferberliği Projesi’ne destek verdiğimiz yazıyordu. Ve, böylelikle bizler bu oluşumdan haberdar olmuştuk. Şimdi ise yardımseverlik koşusunda kampanya açan STK’lar içinde destek verdiğimiz bir projeyi görünce üzerinden devam etmeyi seçtik. Yani bu sene, tümdengelen bir metotla Eker I Run’la buluşuyoruz.

Bilim Seferberliği Projesi Nedir?

Bilim Seferberliği Projesi, çocuklara bilimi sevdirmek için YGA Hayal Ortakları Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın başlattığı bir sosyal sorumluluk projesidir. Bilim Seferberliği Projesi kapsamında; Türkiye’nin her köşesindeki ihtiyaç sahibi köy okullarına en son teknolojiyi anlatan Bilim Setleri gönderilmektedir. Bu sayede çocuklar, bilimi eğlenerek öğrenir ve bilimsel bakış açısı kazanırlar. (TIKLAYIN-1) (TIKLAYIN-2)  YGA Hayal Ortakları Derneği, 1 okulun fonlanma bedelinin 8.000 TL ve 1 çocuğun bilimle buluşma bedelinin 20 TL olduğunu ifade ediyor.

Kampanyamız için sizler de destek olabilirsiniz:

1- Bir çocuğu veya çocukları bilimle buluşturabilirsiniz:

ONLINE BAĞIŞ YAP

2- Koşuya katılabilirsiniz:

SEN DE KOŞUYA KATIL


3- Etki yaratmak için aşağıdaki kampanya sayfamızı ve postlarımızı paylaşabilirsiniz:

ADIM ADIM KAMPANYA SAYFAM

https://ipk.adimadim.org/kampanya/CC62257

 

FACEBOOK BLOG SAYFASI

BLOGSPOT BLOG SAYFASI

 

Herkese çok teşekkür ederiz :)

 

KISA BİLGİLENDİRMELER:

Eker I Run Nedir?

Eker I Run, Eker Süt Ürünleri A.Ş’nin sosyal sorumluluk kapsamında her yıl düzenlediği bir yol koşusu etkinliği. İlk koşu 2014 yılında gerçekleştirildi, bu sene 2020 yılında yedincisi düzenleniyor. Bu sene diğer senelerden farklı olarak covid-19 pandemisinden dolayı sanal (dijital) koşu yapılıyor. 1 Ekim - 4 Ekim 2020 tarihleri arasında istenilen zamanda koşulabiliyor. GPS özelliği olan bir spor sağlık uygulaması ile koşu/yürüyüş etkinliğini kaydedip linki sonuç yükleme sayfasında adınıza açılan bölüme ekliyorsunuz.

Farklı yaşlar ve kondisyonlar için farklı çevrimiçi sanal (online virtual race) yarışlar mevcut. 6 yaş ilâ 12 yaş arası çocuklar Minik Adımlar Parkurunda 500 metre koşuyor. Gençler ve yetişkinler ise 5 kilometrelik, 15 kilometrelik koşuya veya 42 kilometrelik maraton koşusuna katılabilir veya koşu yerine paten yarışına da katılabiliyor. (TIKLAYIN

Bu sosyal sorumluluk etkinliği, farklı alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşları (STK) ile işbirliği yaparak o STK’nin toplum içindeki görünürlüğünü, bilinirliğini, etkinliğini artıyor. Biz de Adım Adım Toplum Oluşumu ile koşuya katılıyoruz.

Sanal Koşu Nedir?

Eker I RUN Sanal Koşusu, kayıt olan koşucunun kendi istediği yer ve zamanda, kendi oluşturduğu parkurda gerçekten koşarken diğer katılanlarla rekabet ve dayanışma hissini yaşamasını sağlayan bir koşu organizasyonudur.

Başvurular 5-30 Eylül 2020 arasında internet üstünden yapılır. 1-4 Ekim 2020 arasında koşular tamamlanmalıdır. Sonuçlar 5 Ekim 2020 akşamına kadar gönderilmelidir. (TIKLAYIN

Minik Adımlar Nedir?

12 yaş ve daha küçük çocuklar katılabilir. Minik Adımlar’da 500m (yaklaşık 1000 adım) mesafe koşulur. (TIKLAYIN

Adım Adım Nedir?

Adım Adım kendisini, yurtdışında ‘charity run’ olarak bilinen kolektif yardımseverlik koşusunu Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaştırmak için kurulan ilk sivil toplum oluşumu olarak ifade ediyor. Gönüllü koşuculara ve sivil toplum kuruluşlarına yardımseverlik konusunun ne olduğunu, nasıl yapıldığını anlatarak ve yapmaları için motive ederek başta koşu olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla ülkemizin önemli sosyal sorumluluk projelerine maddi kaynak ve tanıtım desteği sağladığını belirtiyor. (TIKLAYIN

 

 

Salı, Ekim 08, 2019

KOŞUDA BİR HARİKAYDIN (EKER I RUN)

KOŞUDA BİR HARİKAYDIN
(EKER I RUN – ADIM ADIM - TEMA)
Bir önceki kampanya yazımızı okumak için TIKLAYIN.  

Tüm destekçilerimize yürekten teşekkürler ve kucak dolusu sevgiler
Şarkı:Tamer ÇAMKIRAN

ÖNCE SONUÇ VE DEĞERLENDİRME :)
6 Ekim 2019 itibariyle Eker I Run istatistikleri;

  • 42 Adım Adım Tema koşucusu arasında 57 bağışçı ile en çok bağışçıyı harekete geçiren Tema koşucusu olduk. Böylelikle tüm koşu içinde 2019 yılının 359. koşucu sıralamasına sahip olduk, 30+yardımseverlik koşusunda kişiyi harekete geçirme ile 50+bağışçı rozetlerini aldık. TEMA’nın 35.000 TL.lik hedefinde ulaşılan 20.516 TL.lik kısmının %5lik payına doğrudan katkı sağladık. Kampanyanın daha 2 hafta boyunca devam edeceği için bu sayıların daha da yükseleceğini düşünüyoruz.
  • Bağışçılarımız 990 TL bağış ile 20 fidanın toprakla buluşmasını sağlayarak “Adım Adım - Çocuklar Hatıra Ormanları” ile ağaçlandırma ve erozyonla mücadeleye katkı sağlamanın yanı sıra daha büyük bir yardımseverlik örneği göstererek 10 çocuğun bir yıl boyunca doğa eğitim programına katılmasını ve sonucunda bulunduğu yöreye uygun doğal türlerdeki tohumlar ile kendi fidanını yetiştirmesini katkı sağladılar. Daha çok çocuğa ulaşabilmek için kampanya 2 hafta daha devam ediyor.
  • Sosyal medya hesaplarından kampanyamızı paylaşan dostlarımız, 1500e yakın gerçek kişiye ulaşarak bu proje ve süreç ile ilgili farkındalık sağladılar.

  • Sosyal medya dışında dostlarımız ise yaklaşık 100 kişiye sohbetlerinde kampanyamızı anlattı.
Bu sosyal etkinlik tüm taraflar için karşılıklı bir kazan-kazandı. Eker – Adım Adım – Tema ve diğer stk’lar sosyal projelerini hayata geçirirken katılımcı olarak biz de büyük kazanımlar sağladık. İlk başta bir stk’nın can bulmasını istediği projesini sahiplenmeyi deneyimledik. Bu projeye/harekete/düşünceye nasıl katkı koyabiliriz diye düşündük. Bir elin nesi var iki elin sesi var diyerek tek başımıza değil elbirliği içinde daha çok katkı sağlayabileceğimizi anladık. Sosyal kampanya nasıl açılır, nasıl yürütülür öğrendik. Düşüncelerimizi nasıl dile dökeriz, nasıl az çoktur yani az-öz-sade ifadeler ile tüm projeyi nasıl anlatırız; öğrendik. Hem bireysel olup hem de takım olarak nasıl sinerji yaratırız; öğrendik. Ulaştığımız tüm kişiler bu süreci bizimle birlikte öğrenerek toplumsal farkındalığa katkı sağladılar. Bağışçılar, bağışlarını az-çok demeyip esirgemeden cömertçe yaptılar. İmece usulü bütünün bir parçası olarak çocukların doğa ile buluşmasına imkân verdiler. İhtiyatlı yaklaşmayı seçenler ise uzaktan takip ederek kendi içlerinde yarınlarına dönük kabuklarını kıracak bir fitilin ucunu ateşlediklerine eminim. Bu süreçte herkes kazandı.

Tema Vakfı Proje Koordinatörü Başak ŞAHİNER ve Bursa İl Temsilcisi Şaban UYAR;
SONRA GİRİŞ VE GELİŞME
Büyük gün geldi çattı, heyecanlıyız, çok hem de. Sabah hafif bir kahvaltı ile hemen yola koyulduk. Dünkü havanın esintili ve yağışlı olması bugün bizi korkuttu. Neyse ki sabahın ilk saatlerindeki soğukluk öğlene doğru yerini tatlı bir sonbahar serinliğine bıraktı, sevindik. Koşu parkurunun araç trafiğine kapatılmasından dolayı arka sokaklar tıkanmıştı ama yine de o karmaşayı yenip; Eker I Run 2019 Koşusunda Minik Adımlar kategorisinde Adım Adım Sivil Toplum Oluşumu aracılığıyla Tema Vakfı’nın Ağaç Kardeşliği Projesini desteklemek için gönüllü koşucu olarak, program saatinde Eker Meydan’da yerimizi aldık. Eker Meydan’ın üst katında koşucuların kayıt olmaları ve koşucu kitlerini almaları için bankolar hazırlanmıştı. Biz kaydımızı online yaptığımız için doğrudan koşucu kitimi aldık. Kit, bir koşu çantasının içinde koşucu numarası, tişörtü, yağmurluğu ve eker tatlıdan oluşuyordu.
Koşu günü meydanda, sivil toplum örgütleri tanıtım stantlarını açmışlar ve kendileri adına gönüllü koşacak koşucularla buluşuyorlardı. Ayrıca, çocuk koşucuların ve koşucu yakınlarının şenlik tadında eğlenebilmesi için mini jimnastik parkuru, oryantiring parkuru, tırmanma duvarı, eğlenceli fotoğraf çekim standı vardı. Alanda, koşucuların kendilerini en iyi ifade edebilecekleri sloganları içeren birçok fotoğraf hatıra çerçeveleri hazırlanmıştı. Kurulan sahnede hem canlı performans hem zumba hem dans hem de ödül töreni yapıldı.
Minik adımlar start tagının arkasında yaşlarına göre gruplandırılmıştı, altı yaş grubu en küçük gruptu, kırmızı göğüs numarasına sahiplerdi. 5er dakika ile minikler en büyükten en küçüğe olacak şekilde 250 metre gidiş 250 metre dönüş 500 metrelik parkurlarını koşmaya başladılar. 3-2-1 ile start alan minik koşucular parkurda patenli görevlilerin eşliğinde koştular. Düşenlere, yorulanlara, birbirine çarpanlara patenliler yardım ettiler, yerden kaldırdılar, kucakladılar, alkışlayarak yüreklendirdiler. Finishe gelen ilk üçler ise sahnede plaketlerini aldılar. Finishten sonra dizi dizi kurulan standlarda tüm yarışmacılar sırayla enerjilerini yerine getirecek atıştırmalıklarını topladılar. Sonrası serbest zaman ve şenlik havasındaydı.

Tüm destekçilerimize yürekten teşekkürler ve kucak dolusu sevgiler




KOŞU GÜNÜ DETAYLARI: 

Cuma, Eylül 20, 2019

EKER I RUN – ADIM ADIM - TEMA

EKER I RUN – ADIM ADIM - TEMA

Şarkı:Tamer ÇAMKIRAN
Nasıl İlgimizi Çekmişti?

2014 yılının Eylül ayında henüz sonbahara yeni girerken, Bade’nin 9 aylık olduğu zaman, Eker Meydan’da bir etkinlik yapılacağı duyurusu her yeri sarmıştı. Duyuru capcanlıydı, ilgimizi çekmişti. Eker süt ürünlerini tüketen bir Bursalı olarak Eker ayran ambalajlarında, birçoğumuzun ortaokul yıllarında İngilizce dersinde telaffuzları Türkçe ile farklı anlamlarda örtüşen kelime oyunları yaptığımızı düşünerek yazıyorum, “I Run” yazıyordu ve bu sefer “Eker Ayran = Eker I Run” olarak karşımızdaydı. Hal böyle esprili olunca koşu aklımızda yer etmişti. Eker Çiftliği’nin Eker Meydanı yapılmadan önceki Orhaneli Kavşağı’nın başındaki kafesi ve çocuk parkı da bizlerin ve çocuklu arkadaşlarımızın sevdiği bir mekândı. Eker, meydana taşındıktan sonra hiç gitmemiştik ve bu etkinlik bizim de meydana gitmemize bir aracı oldu. Her ne kadar tatlı bir sonbahar pazarı olsa da, her ne kadar bebeğin bir yudum daha büyümesiyle daha esnek programlar yapabiliyor olsak da, her ne kadar yeni meydanı merak ediyor olsak da, her ne kadar I Run bizi gülümsetse de kız kardeşim düzenlenen koşuya koşucu olarak katılıyor olmasa sanırım bu oluşumun ilk doğuşunu yani birinci yılını kaçırırdık.

Bugün Ne Yapıyoruz?

Yaşının tutmasıyla beraber nihayet Bade’cik, bu sene altıncısı düzenlenen Eker I Run 2019 Koşusunda Minik Adımlar kategorisinde Adım Adım Sivil Toplum Oluşumu aracılığıyla Tema Vakfı Ağaç Kardeşliği Projesini desteklemek için gönüllü olarak koşuyor.

Eker I Run Nedir?

Şimdi sırasıyla biraz bu koşudan bahsedelim. Eker I Run, Eker Süt Ürünleri A.Ş’nin sosyal sorumluluk kapsamında her yıl düzenlediği bir yol koşusu etkinliği. İlk koşu 2014 yılında gerçekleştirildi, bu sene 2019 yılında altıncısı düzenleniyor. İlk yıl 400 gönüllü koşucu varken bu sayı 1800lere tırmanmış durumda. Farklı yaşlar ve kondisyonlar için farklı parkurlar mevcut. 6 yaş ilâ 12 yaş arası çocuklar Minik Adımlar Parkurunda 500 metre koşuyor. Gençler ve yetişkinler ise 5 kilometrelik, 15 kilometrelik koşuya veya 42 kilometrelik maraton koşusuna katılabilir veya koşu yerine paten yarışına da katılabiliyor. (TIKLAYIN)

Bu sosyal sorumluluk etkinliği, farklı alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşları (STK) ile işbirliği yaparak o STK’nin toplum içindeki görünürlüğünü, bilinirliğini, etkinliğini artıyor. Biz de Adım Adım Toplum Oluşumu ile koşuya katılıyoruz.

Adım Adım Nedir?

Adım Adım kendisini, yurtdışında ‘charity run’ olarak bilinen kolektif yardımseverlik koşusunu Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaştırmak için kurulan ilk sivil toplum oluşumu olarak ifade ediyor. Gönüllü koşuculara ve sivil toplum kuruluşlarına yardımseverlik konusunun ne olduğunu, nasıl yapıldığını anlatarak ve yapmaları için motive ederek başta koşu olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla ülkemizin önemli sosyal sorumluluk projelerine maddi kaynak ve tanıtım desteği sağladığını belirtiyor. (TIKLAYIN)


Tema Vakfı Ağaç Kardeşliği Projesi Nedir?

Tema Vakfı tarafından “Ağaç Kardeşliği Projesi”, günümüz dünyası kentleşmesinden ötürü doğadan gittikçe uzaklaşarak şehirlerin içinde kaybolan çocukların, doğada yaparak/yaşayarak öğrenmelerine destek olarak doğa ile giderek azalan ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlayan bir proje olarak ifade ediliyor. 100 TL ile bir çocuğun bir yıl boyunca doğa eğitim programına katılmasını ve sonucunda bulunduğu yöreye uygun doğal türlerdeki tohumlar ile kendi fidanını yetiştirmesini ve de “Adım Adım - Çocuklar Hatıra Ormanları” ile ağaçlandırma ve erozyonla mücadeleye katkı sağlamayı hedefliyor. (TIKLAYIN-1) (TIKLAYIN-2)

Bizim gözümüze bu vizyon ve misyon, oldukça değerli geldi. Çünkü biz şehir yaşantısında olsak dahi mümkün mertebe doğa ile iç içe olmaya çalışıyoruz. Eğitimcilerin dediği gibi eğitimin en önemli destekçisinin ebeveynler olduğuna biz de inandığımızdan, toprağa çıplak ayakla basmayan, elleri-ayakları-üstü başı çamurlanınca endişelenen, yağmurlu havalarda toprak üstüne çıkan bir solucan veya sümüklüböceği eline almaktan korkan, ısırgan otu yaprağını ayırt edemeyen, ağaçların yosunlu kabuklarına dokunmayan, kozalak toplayıp onları boyamayan, ahşap ve el yapımı tahta oyuncak ile oynamayı kabul etmeyen, bir tavuğu kucağına alıp suluğuna kadar taşımayan, ballıbabayı tatmayan, kuşları izlemek için dürbünü olmayan, ormanda kamp kurmayan/çadırda kalmayan bir dolu çocuk için "Doğa Eğitimi" ve “Ağaç Kardeşliği Projesi”ni destekliyoruz.

Bade’ciğe bizler bu etkinlikten ve bu projeden bahsettiğimizde, böyle bir iyilik hareketinin içinde olmak istedi. Zaten dünyanın kirlenmesinden, yerlere çöp atılmasından, caretta carettaların plastik poşetlere dolanmasından oldukça dertliydi. Üzerine ormanların yok olması da eklenince oldukça hislendi. Her çocuğun bir ağacının olması gerektiğini, ağaçların oyun arkadaşları  olabileceğini söyediği kampanya videosunu hazırladık. 

Nasıl Gönüllü Koşucu olduk?

1- Önce, Adım Adım Sivil Toplum Oluşumu’nun web sayfasından üyelik kaydı yaparak ipk numaramızı aldık. (TIKLAYIN)
2- Daha sonra, Adım Adım Toplum Oluşumu’nun desteklediği yani beraber işbirliğine gittiği sivil toplum kuruluşlarından hangisinin bize en çok hitap ettiğini araştırdık ve Tema Vakfı’nın Ağaç Kardeşliği Projesi’nin Bade’nin yaş grubuna hitap ettiğini gördük. (TIKLAYIN)
3- Sonra, Adım Adım üye profilimize Ağaç Kardeşliği Projesi’nin bizi niçin ilgilendirdiğini/neden enterese ettiğini/neden ilgi çekici geldiğini, destek vererek ne katabileceğimizi/nasıl farkındalık yaratabileceğimizi, bu projeyi çevremize duyurarak ne kadar maddi katkı sağlayabileceğimizi/bağış toplayabileceğimizi/bağışçıları harekete geçirebileceğimizi ifade eden “Neden Koşuyorum” kısmını girdik. (TIKLAYIN)
4- Ardından, Eker I Run 2019 Koşusu’nun web sayfasından Minik Adımlar Parkuruna Adım Adım üyeliğimizden aldığımız ipk numaramızı kullanarak kayıt yaptırdık.(TIKLAYIN
5- Artık, biz amacını belirlemiş, bu amaca ulaşmak için yol haritasını çizmiş, yardımseverlik koşuna katılan, iyilik peşinde koşan bir gönüllüyüz. İşte bu basamaklar, yukarıda tek cümle ile özetlediğim şu güzel cümlenin açılımı: “Bade’cik, bu sene altıncısı düzenlenen Eker I Run 2019 Koşusunda Minik Adımlar kategorisinde Adım Adım Sivil Toplum Oluşumu aracılığıyla Tema Vakfı’nın Ağaç Kardeşliği Projesini desteklemek için gönüllü olarak koşuyor”.
6- Bu basamakları geçtikten sonra destek vereceğimiz projemizle ilgili daha çok bilgi sahibi olmak için TEMA Vakfının Bursa ve İstanbul temsilcileri telefonlaştık, TEMA’nın instagram hesaplarından proje ile ilgili postlarını takip ettik, youtube’tan projeye katılan gönüllülerin, okulların, öğrencilerin videolarını izledik, blog yazarlarının tüm basamaklarla ilgili yazılarını okuduk, Adım Adım’ın e-posta desteğini ise hiç eksik hissetmedik.
7- Edindiğimiz bilgileri iyice içimizde sindirdikten sonra sıra bu bilgileri çevremizle paylaşmaya gelmişti. Öğrenmişti ki yardımseverlik faaliyetlerinde bağış toplamak önemli bir kriter olsa da çevrefmizdeki her kişi bizim bu çağrımıza maddi yanıt veremeyebilir/vermeyebilirdi. Bu nedenle farkındalık yaratmak, sinerji oluşturmak bir sosyal sorumluluk kampanyasına katılmanın en önemli gücüydü. İşte bizde çevremizde 7’den 70’e, 7 yaşındaki sınıf arkadaşımızdan 70 yaşındaki dedemize kadar öğretmenlerimiz, komşularımız, akrabalarımız ve ahbaplarımıza bunu duyurmak için bir video çektik. Sosyal medya hesaplarımızdan hep birlikte paylaştık.
8- Şimdi sırada koşumuz var. Koşu gerçekleştikten ve yapılan bağışlar tamamlandıktan sonra bu yazının altına son durumları da yazacağım.


Bu yazı umarım sizlere bu aşamaları anlatan bir rehber niteliğinde olur. Sizler bu kampanyaya destek olmak için:
- Doğrudan TEMA'nın hesabına gönlünüzden ne koparsa (biz 10 TL'nin bütçenizi zorlamayacağını düşündük) eft/havale yapabilirsiniz veya aşağıdaki ONLINE BAĞIŞ linkini tıklayabilirsiniz:
Alıcı: TEMA
IBAN: TR28 0006 4000 0011 0351 2715 22 (İş Bankası)
Açıklama: CC44805 (Bade'nin kampanya koşucu kodu )
ONLINE BAĞIŞ YAP

- Koşu günü Eker Meydan'da tezahüratlarınızla destekleyebilirsiniz.

- Koşuya katılabilirsiniz, 1 Ekim’e kadar internetten, 4-5 Ekim tarihlerinde EKER Meydan’da kurulacak kayıt masasından yapılabilir.

- Hiç olmadı görevdeşlik/sinerji yaratmak için aşağıdaki profil linkimizi veya bu postumuzu paylaşabilirsiniz:


Herkese çok teşekkür ederiz :)

Cumartesi, Eylül 08, 2018

NİLÜFER MÜZİK FESTİVALİ 2018

NİLÜFER MÜZİK FESTİVALİ 2018
Nilüfer’den bir müzik festivali daha rüzgâr gibi geçti. Bu sene dördüncüsü düzenlenen Nilüfer Müzik Festivali NilüferFest, bir organizasyondan öte adeta canlı bir organizma gibi büyüyor, gelişiyor ve değişiyor.

Kimi zaman hizmet ettiği sınırlarda ikamet edenlerin taleplerine göre hizmetlerini şekillendiren kimi zaman da yenilikçi hizmetlerini ikamet sahiplerine sunan Nilüfer Belediyesi öncülüğünce başlayan 2015in müzik etkinliği, 2018 ve sonrasının kapsamlı müzik festivaline dönüşüyor. İlk senesini 2015 yılında yaşayan festival, dördüncü senesi 2018 yılında başladığı noktadan artık daha farklı bir noktada yaşamına devam ediyor. İşitsel bir şölen sunan müzisyen ve müzik grupları artık çok daha profesyonelce programlanıyor. Festival alanının yeme-içme standları, tanıtım-satış standları, sağlık&güvenlik noktaları ve ekipleri, protatif tuvaletler, görsel temalar, ses ve ışık düzenleri, video çekimleri, duyurular, sosyal medya hesapları yine aynı şekilde stratejik yönetim planlarıyla çok daha bilinçli, özenli, dolu dolu işinin uzmanlarıyla tasarlanıyor, hazırlanıyor ve katılımcılara sunuluyor. Lokal bir etkinlik olarak el bebek gül bebek hayatımıza katılan Nilüfer Müzik Festivali NilüferFest ilk senesinde bağış karşılığı olarak ifade edilen temsili 5 tl bir bilet bedeline sahipken bugün ulusal bir üne kavuşarak 150 tl.lik bilet ederine ulaştı.


Arz mercii Nilüfer Belediyesi ve organizasyon işbirlikçileri, geçmişten sağladıkları ve bugüne arttırdıkları talep kitlesi ile sadece sosyal hizmetlerinde artı değer kazanmıyor tabii ki, gözle görülür bir caziplikte kâr edilmesinden dolayı festival artık sadece müzik şöleni olarak yönetilmiyor. Dengelerin değişmesi terazinin kefelerinin de değişmesi olarak realize oluyor. Bir kefe yükselirken karşılığında kefe onun yükselmesi için aşağıya iniyor. İşitsel şölen yükselirken kontrol mekanizması zayıflamaya başlıyor. Yükselen işitsel şölenin desteklenmesi için maddi akışın sağlanması gerekiyor. Maddi akış için kaynakların tedarik edilmesi gerekiyor.

Silsile böyle devam ederken bir bakıyoruz ki bebek NilüferFest büyümüş. Yapılan profesyonel çalışmaların bir işletmeci gözüyle bakıldığında hedefine ulaştığını görüyoruz. Başarıya ve büyüdüğüne sevinirken dejenerasyona üzülüyoruz. Yine elimizde olanın kıymetini kaybettiğimizi düşünüyorum gelenekselci taraftan bakınca. Yenilikçi taraftan bakınca ise işletmeci gözüyle görüp tebrik ediyorum.

Nerde o eski NilüferFest’ler diyeceğimiz yıllara adım attığımız şu yazımda  NİLÜFER MÜZİK FESTİVALİ 2016 yazdıklarımı bulamadığım bu seneki festivalde, organizasyonun kesinlikle harika yapıldığına inanıyor, iç disiplinin kişinin kendinde olduğunu düşünüyorum. Katılımcılara her türlü yeme-içme imkânın olduğu alanlarının fütursuzca çer-çöp içinde bırakılması, iki adım ötede konumlandırılan çöp kovalarına yürümek yerine hafta içi güzelliği bir başka olan kent ormanında ağaç diplerine plastik bardakların, su şişelerinin, içecek kutularının, kâğıtlarının atılması, özgürlüğün veya bireyselliğin sınırlarının çizilememesi, aile otoritesinden uzaklaşmanın akran grubuna kendini ispat zorunluğuna sokup sınırların kaybolması, müziği dinleme ve sanatçıyı izlemenin illa ki asileşme ile ifade edileceğinin düşünülmesi ve dizi dizi sıralanmış açılır kamp sandalyelerini ve sahipleri ve onların eşyalarına taşkınlık ile festival kafasının ifade edilmesi, önceki festivalde olandan farklı alkol tüketimin her alana serbest bırakılması ile en çok alkol tükenin en popüler kişi olacağı sanrısı, büyük bağırışların/seslerin olmazsa kankalık bağını gösteremeyeceği inancı; iç disiplin ile ilgili. Hatta festivalin yapıldığı kent ormanının çevresinde oturan semt sakinlerinin günlük kullandıkları sokaklarında, site ve evlerinin girişlerinde, yol üzerine her gün park ettikleri araçlarına, o semtin esnafının dükkanın önünde -kaç tane sivil ve üniformalı polis koyarsanız koyun- yapılan taşkınlıklar iç disiplinle ilgili.

İşte festival büyürken bu görüntü de büyüyor. Kâr marjı, bu talebi karşılamak için can atıyor olabilir; amaaaa, bir de aması var nerde o eski NilüferFest’ler. Neden müzik keyfi yapmak isteyen gençler ve aileler bu güzide festivalde azınlığa düşsün?

İç disiplin için eğitim şart.  Yarının büyükleri çocuklarımız ve gençlerimize küçük yaştan itibaren kendi otokontrollerini yapabilecekleri, kabul görmenin taşkınlık ile olmayacağını bildikleri, dejenerasyona hayır diyebilecekleri, bilimsel ve düşünce sistemlerini içeren eğitim programları sunmalıyız. Zihinlerini geliştirmeli kalplerini gerçek sevgi ile doldurmalıyız. Değerlerimizi ve yarattığımız güzellikleri kaybetmemek için çok caba sarf etmeliyiz.

Nilüferdeysek; gülümseye devam edelim sevgili arz mercii…


Önceki Yazı:

Festival Sosyal Medya Hesapları: 

Pazar, Ağustos 12, 2018

HAMAK FESTİVALİ 2018

HAMAK FESTİVALİ 2018
Geçen yaz ilki düzenlenen hamak festivali sonrası festivalin daha da renklenerek devamının gelmesini dilemiştik ve dileğimizin bu sene gerçekleştiğini yapılan duyurularla gördük (Bir önceki hamak festivali yazısını okumak için: TIKLAYINIZ).
Hayatımda bazı rutinleri oluşturmak hoşuma gidiyor. Anılarım arasında yolculuk yaparken tren vagonları misali peşi sıra gelen hatıralar öncesi, daha öncesi, daha da öncesi şeklinde gözümün önünden geçerken veya fotoğraflarına bakıp notlarımı okurken büyük keyif veriyor. Bir dönem –bu kadar kalabalıklaşmamış iken- rutinim Gölyazı ve Tirilye idi. Halen oraları çok severim lakin hafta sonu kalabalıklığından dolayı artık iki kez düşünerek program yapıyorum. Bu durumda bilinçaltım, konforumu ön plana alarak rutinim Leylek Şenliği’nin yerini de belki Hamak Festivali ile yer değiştirmiş olabilir. Öyle olduysa da bilinçaltıma bu değişiklik için teşekkür ederim. (Önceki Gölyazı, Tirilye ve Leylek Şenliği yazılarının bağlantılarına bu yazının sonunda ulaşabilirsiniz.)
Bu sene geçen seneye göre daha hazırlıklı, daha kapsamlı daha dolu dolu bir line-up’a sahip bir hamak festivali bizi karşıladı. Organizatör ve koordinatörlere bir katılımcı olarak teşekkür ederim. Gözümün geçen seneden aradığı ise derneklerin kermes tarzı açtıkları el yapımı yiyecek stantlarıydı. Tabii bunlarda damak tadı, herkese hitap etmiyor olabilir. Sadece hatırladığım çok lezzetli Arnavut böreği satışıydı. Standlar geçen seneye göre daha yan yana hizalıydı. Böylelikle standları gezmek çok daha kolay oldu. Ama seneye aralarını biraz açsalar iyi olur zira fazla iç içe oldukları için ve tüm ziyaretçiler merak dolu olduklarından aynı anda teşhir ürünlerini inceleme hevesi bir anda stand başında yoğunlaşmaya sebep oluyordu. Bir de sanki geçen sene müzik dağıtım ses sistemi daha mı farklıydı? Sanki hamaklarımızda sallanırken dinlendirici uyku müzikleri kulaklarımıza geliyordu diye hatırlıyorum. Yazımın bu kısmının ilgililerce dikkate alınacağını biliyorum.
Festival, bu sene 11 ve 12 Ağustos cumartesi-pazar günleri Balat Atatürk Kent Ormanı’nda gerçekleştirildi. Biz miskinlik için Pazar gününü seçerek, çantamızdaki bir termos dolusu sımsıcacık çayımız, pufuduk bazlama ekmeğine hazırlanmış tostumuz, yazın vazgeçilmezi mis kokulu domates-salatalık söğüş salatamız, termos muglarımız, mataralarımız ve arabanın bagajında daimi eşya statüsüne ermiş kamp sandalyelerimiz&masamız&hamaklarımız ile uyandığımız gibi erkenden hatta festival başlama saatünden önce festival alanına doğru yola koyulduk. Orman içine girip iki hamağın birbirini görebileceği, iplerinin yetebileceği, güneş tepeye çıktıkça gölgeliğin halen korunabileceği ağaçları bularak hemen hamaklarımızı kurduk. Yahu bazen kaçtır kurduğunuz hamağınızı kuramayabiliyorsunuz, düğümünüzü yanlış atmış olabiliyorsunuz. Biz de nasibimizi aldık, aynı hamak üç kere yanlış bağlanır mı? :)))) Popo üstü toprağa inince anlıyorsunuz :))) Neyse ki festival programında düğüm atma ve hamak kurma teknikleri atölyesi programı vardı da; acemiler veya telaşlıgiller için kurtarıcı bir açık hava workshop idi.
Sokak oyunları, çocuk oyunları, çocuk etkinlikleri yine program içindeydi. Hamakseverlerin çocukları hemen kaynaşıp oyunkurucuların yönlendirmesiyle gayet güvenli bir ortamda rahat rahat oyun oynadılar. Koştular, yoruldular, terlediler, yere düştüler, kirlendiler. Düşenlerden kimilerinin dizlerinde yaralar oluştu, umursamadan kalkıp oyuna devam ettiler. Kimileri oyunda yandılar, oyun dışına çıktılar, gözleri doldu ama oyuna katılmak için sıra beklediler. Kimine okulöncesi etkinlikler çok eğlenceli geldi, aktivitesi biten ya bir sonraki aktiviteye geçmek için sabırsızlandı ya da o kadar çok beğendi ki sandalyesinden inip paylaşmak istemedi. Hır-gür olmayan ve güvenli bir oyun alanı ana-babaları rahat ettirdi. Kent ormanı içindeki ahşap oyun parkı da her park gibi dopdoluydu. Suni oyun alanları olarak ücretli şişme oyun alanları da –biri kaydırak biri zıp zıp- benim tercihim olmadığından bana cazip gelmedi, hatta misyonu nüans farkına sahip böyle bir festivalde hiç olmamalarını tercih ederim.
Festivalin cumartesi gecesinde ateş gösteri (poi) ve ışık gösterisi, pazar gecesin de ise Sunay Akın söyleşisi ile her iki gün gün boyu müzik yayını ile pazar akşamüstü saatlerinde akustik konser vardı. Sabah yogası, düğüm teknikleri eğitimi, ebru atölyesi, toprak saksı boyama atölyesi, bez bebek/yastık boyama atölyesi, keçe kuzu yapım atölyesi, seramik kil hamurundan etkinlikler gibi birçok etkinlik program dâhilindeydi. Program harici olanlar ise sizin keyfinizin kahyasının arzu ettikleriydi; hamakta uyumak, hamakta sallanmak, kitap okumak, dergi okumak, kahve keyfi yapmak, orman içi koşu ve yürüyüş yapmak, çadır kurmak, arkadaş ortamınızla sohbet etmek… 
Telaşe içinde bir saate veya birkaç saate sığdırmaya çalışmayıp, kapıdan uğrar bakar kaçarım diye düşünmeyip, miskinliğin gerçek anlamda dibine vurup fark etmeden tüm gününüzü yayılmacı bir hoşlukla geçirmeyi düşüyorsanız; burası size göre!

Daha fazlası için:
#bursahamakfestivali


Metin içinde geçen yazılar: