Pazar, Temmuz 01, 2007

ARAS GOZESI

ARAS GOZESI

Sabahimiz hizli basladi. Ben de ki sabah mahmurlugu mudur, Aras’in verdigi heyecan midir, Sadagi’nin akillarda kalisi midir, nedendir bilinmez; yanlis yol ile baslangic yaptik gune. Orhaneli yoluna saptik. Simdi, kabul etmek gerek. Ne demisler, yidigi oldur ama hakkini yeme diye; daha gozu acik olmaliydim; kabulumdur! Sabah hizli basladigimizdan daha hizli bir uyanis ile yanlis yola girdigimizi (tamam tamam, peki, daha acik yazacagim, yanlis yolu tarif ettigimi) fark edip hizlica grubun yol aldigi dogru guzergaha uctuk resmen! Ama ne yapayim, ben dagin diger sirtindan gidecektim:):):), karisikligimiz bu yuzden oldu. Dag Yolu’na ulasmamiz ile anlam veremedigimiz trafige yakalanmamiz bir oldu. Sabahin o saatinde; bir cok araba upuzun konvoylar seklinde daga cikiyordu. Biz daha ayilamamisken; arabalar coluk-cocuk dolu yola bas koymuslar. Neyse ki; uc otobusu azimle asmamizdan sonra dag yolunun keyfini surmeye hak kazandik! Artik karsilikli kayiplari oynadigimiz grubun aracini yakalamaliydik! Su cep telefonlari sagolsun:) Hemen tarife gecebiliriz artik:) Dag Yolunda, Milli Park Giselerine gelene kadar surekli ilerliyoruz. Giselere gelmeden once Keles yol ayrimi var; Bagli Koyu sapagi. Iste bu sapaktan saga giriyoruz. Bagli koyu Mesire Alanina ulastiktan sonra yolun karsi tarafindan ormanici patikaya girip gunumuze basliyoruzzzz!!!

Uludag sirtlarinda oldugumuz bitki dokusundan hemen hissedilebiliyor. Bayiliyorum bu Uludag’imin parkurlarina! Sehirici oldurucu sicaklardan burada eser yok. Bilakis; yaninizda yuruyus dahi olsa, uzun kollu birsey almadiysaniz soyle bir usumemeniz elde degil.



Topragimiz koyu kahve rengi ile hemen kendini belli ediyor.

Cam agaclarinin sikligi ve yuksekligi mavi gokyuzunu aralardan gormenize neden oluyor; gunesi saklayarak yakici sicaklardan sizi koruyor.

Biraz yagmur yagmis olsa; muthis toprak ve yesillik kokusunu duymak baska bir guzellik olacak; ama hava acik bugun.

Uzun bir duz patika yuruyusu yapiyoruz, yaklasik 2 saat boyunca.

Fazla yorucu degil, cunku donemeclerde sag tarafinizda yukseler buyuk kayaliklar, kayaliklardan fiskiran agaclar, sol tarafinizda yamactan asagiya uzanan bir baska yesillik, ara ara denk gelen meyve agaclari ve toplanan 3-5 kiraz duz bir yolda sizi fazla yormuyor, ve soluklanmak icin 5-10 dk neredeyse yeterli oluyor.

Yoldaki suprizlerimizden biri!:)

Kestane agaclari belirgin olcude cok, ve yere dokulen kozalaklar patika boyunca bir hali gibi serilmis durumdalar.

Ormanici patikamizin bizi goturdugu yer; Ketenlik Yaylasi. Ketenlik Yaylasina ulastigimizi; sol tarafimizda tahta citlerden anlayabiliriz Bu citleri gordukten sonra iceriye dogru ilerliyoruz. Biraz egimli bir arazide diz boyu yesilliklerin icinden duzluk alana cikiyoruz. iste ilk mola yerimiz! Yatabiliriz! patika her ne kadar bizi zorlamasa da; yeteri kadar ter attiriyor.


2 saat! dile kolay! Artik cam ve kestane agaclarinin korumasi altinda da degiliz.

Saatlerde ilerledi, gunes tepeden goz kirpiyor bize.


Yatmak, uzanmak, soluklanmak, sularimiza sarilmak, 3-5 biseyler atistirmak, sohbetimize hep beraber devam etmek ve gozeye cikis icin guc toplamak farz burada!

 
Yukari cikisimiz oldukca dik orman ici parkuru ardindan da kayac gecisleri olacagi icin; fazla cantalarimiz, esyalarimiz var ise bu yuklerimizden kurtulmamiz gerekli. Biz de oyle yapiyoruz; Cantalari esliyoruz, ve digerini birakiyoruz. Sandivicimizle acligimiz bastirip, su stogumuzu guclendirip yola koyuluyoruz.

Son zamanlarda bunu soylemeye basladim, yine soyluyorum. Ben yine nefessiz kaldim. Oldukca dik toprak zeminden yukariya cikiyoruz. Yer yer adimlarimizi genis atip, taslardan guc bularak bedenimizi atiyoruz ileriye.


Tempomuzu dusurmemeye gayret ederek zaman zaman daha az egimli cogu zamanda bizi zorlayan dik acili patikada yurumeye; yada treklemeye devam ediyoruz:):):)

Ben ortalara dogru bir agac kutugu yada bir buyuk tas gormeye durayim surekli 2ser dakikalik nefes molalari verdim. Ve yine cantam sirtimda degildi! Belki aklim surekli onde gidenlerdeydi; belki de onlara yetisicem diye boyle harap ediyorum kendimi:)



Velhasil; benim gibi nefes molalarini veren diger arkadaslarimi da gorunce; buradan azcik yorum yapabilirsiniz sizlerin de muhtemelen bizim gibi kan-ter icinde kalacaginizi:):):) Ama hemen devam edeyim; her nekadar yorulsaniz da; oyle bir guzelliklik ve bir sure sonra da su sesi esliginde yuruyorsunuz ki! hemen soluklanip devam etmek istiyorsunuz!

Bu yokusta neredeyse yolun ortasinda patika ayrimi var; sakin ola asagidaki patikaya gecis yapmayin, soldan yukari yurumeye devam edin. Orasi nereye gidiyor bilmiyorum, biraz gizem katayim olaya; saptiniz yanlislikla sag taraftaki patikaya degil benm feristahi gelse sizi kurtaramaz; hahahhaha! :):):)

Evvvet! Iste zorlugun guzelligine ulastik!!!

Hepimizin sehir icinde surekli gordugu, kirlenmesinden yakindigimiz, eski halini hatirlayip hayiflandigimiz, temizlenmesi icin el ele verip daha sonra ellerimizin birbirinden kaydigini gordugumuz, ha bir gayret yeniden temiz olacak dedigimiz, uzerinde balik tutmayi hayallerimizde sakladigimiz, sehrimizi akis yonunden oturu ciddi iki kisima ayiran, trafigi bile uzerinde kurdugumnuz koprulerle duzenlemeye calistigimiz su kaynagimiz Nilufer Cayi’nin dogdugu yere ulasiyoruz!!!.

Bitki ortumuz su andan itibaren tamamen degisiyor, toprak kendini irili ufakli taslara ve kaya bloklarina bakiyor.


Ormanici dik parkurdaki cam agaclarinin bitisenden yaklasik 500m yukaridaki Aras Gozesi; yaklasik olarak 1700mden can buluyor, 15mden dokuluyor.



Karsidan uludag’in meshur Kusakli Kaya’sini gormek; yureklerimize bir heyecan saliyor Aras Deresini takiben tas-kayalarin tepesinde gozenin baslangic noktasina goz dikiyoruz!



Taslarin hepsi de saglam tas olsa; ne de guzel olacak!!! Ama cogu tas oynak ve kayiyor.
O nedenle bastigimiz yeri saglam secip dikkatli yuklenmemiz gerekiyor bacaklarimiza.

Bir an icin tedirginlik icimizi kaplasa bile; Aras’a ulastigmizda; adrenalinin verdigi haz bizi buyuluyor!



Gunun hic bir saatinde hizimizi alamadigimiz gibi, yine hizimizi alamiyoruz ve cevresini de kesfediyoruz! Bu ne guzellik!

Suyun sicakligi yok denecek kadar az, buzzz gibi!!!

Donusler herzamanki gibi; daha bir acalesi ve daha bir bilindik oluyor. gozeden dere kiyisina inerken; nasil bir heyecanla taslarin uzerinden atladigimizi anliyor, bu sefer daha dikkatli iniyoruz. Ayni ozeni ve dikkati orman ici dik patikadan iniste de gosteriyoruz. Ve artik klasiklesmis yorumlari yapiyoruz “az once biz buradan mi ciktik yafu!”

Ketenlik Yaylasina geldigimiz ormanici parkuru bu sefer birakip, cevreden daha genis bir daire cizerek Sogukpinar Koyune dogru yoneliyoruz. Nerdeyse 6-7 km yuruyoruz. Bu sefer kisa olacaginiz sandigimiz! cok da umutlandigimiz! diger koy yolu; nasilllll uzun geldi anlatamam!


Bir ara acaba koy yok da; kandiriliyor muyuz; yada koy biz yaklastikca uzaklasiyor mu diye dusunmekten alamadik kendimizi...




Koy kahvesine ulasmamiz; cay icmemiz; neredeyse buhar olup ucacakti!!!

Amaaaa!!! Zafer bizimdir! surune surune ulastigimiz koy kahvesine kadar dut ve ahududu keyfi de bizimleydi!!!



Cay keyfimiz, hem de findikli-cikolatali kek esliginde!


Hayatin ve doganin engelli-tasli yollarini yeniden birlikte asindirabilmek dilegiyle, kocaman sevgiler!!!




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder