Pazar, Ağustos 27, 2017

ŞİRİNCE

ŞİRİNCE
(37.944045, 27.431545)
Mayaların gizemli adresi Şirince’deyiz: gerçi, tarih biraz şaşmış olabilir. Dünyanın sonunun geleceği ve sadece dünyada iki yerin kurtulacağını anlatılan Maya Takvimine göre 21 Aralık 2012 yılında burada olmamız (veya Fransa’nın Bugarach Köyü’nde) evet haklısınız daha yerinde olabilirdi :))) Ama bizim de yazılı hayat yolculuğumuzdaki Şirince takvim zamanımız bu zamanmış.

Özellikle yazın yerli ve yabancı turist akınına uğrayan adı gibi kendi de şirin olan İzmir ilinin Selçuk ilçesine bağlı dünün Rum köyü bugünün kasabası (aslında mahallesi) Şirince, bu yaz da beklendiği şekilde çoooook kalabalıktı -hiç olmazsa biz nüfusu 3 kişi artırmıştık :)- Gizemli Mayalardan dolayı son senelerde popüler haberlerle daha sık gündeme gelen Şirince, köklü bir tarihi mirasa ev sahipliği yapıyor: İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı ve Selçuk'a 8 km. mesafede tarihi mimarisi korunmuş turistik bir köydür. Özgün adı olan Kırkınca'nın efsanevi bir çağda dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rum telaffuzunda Kirkice, Kirkince ve nihayet Çirkince gibi biçimler alan bu ad, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin İzmir valisi Kazım Dirik'in talimatıyla Şirince şeklinde resmileştirilmiştir. 19. yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1800 haneli bir Rum kasabasıydı. 1923'te Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sonucu Rumların ayrılmasıyla (çoğu Katerini'nin Nea Efesos köyüne yerleşmiştir), Kavala'nın Müştiyan (Moustheni) ve Somokol (Domatia) köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir. Köyün evvelce bağcılık, şarap üretimi ve zeytinciliğiğe dayalı olan ekonomisi, bir tütün bölgesinden gelen yeni sakinlerinin elinde bir süre sekteye uğramış, ancak son yıllarda artan turistik önemine paralel olarak, bu sektörler yeniden gelişmeye başlamıştır. Bağcılık ve zeytinciliğin yanısıra, şeftali, incir, elma, ceviz yetiştirilir. 1950'li yıllarda 2000-3000 civarında iken sonradan 700'e kadar düşen köy nüfusu, 1990'lı yıllardan itibaren turizmin gelişmesiyle birlikte tekrar yükseliş eğilimi içine girmiştir. Köyde halen bazı Rum evleri pansiyon olarak hizmet vermektedir.” *https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/izmir/gezilecekyer/selcuk-sirince-koyu Şirince’nin tarihi kökeninin yanı sıra önemli cazibe kaynaklarından biri Nesin Vakfı’na ait iç içe geçmiş Matematik Köyü ve Felsefe Köyü. İlkokuldan üniversite öğrencilerine kadar geniş bir yaş aralığındaki matematik ve felsefe sevdalılarını buluşturan bu yapıda illa ki yaz okulu öğrencisi olmanız gerekmiyor, bizim gibi ziyaret ederek de ufkunuzu genişletebiliyorsunuz (Yazısını okumak için: TIKLAYINIZ).
Şirince’ye geldiğinizde, yaya trafiğine açık köy içi sokaklarda rahatlıkla gezebilmek için aracınızı girişte ayrılan alanlara park ediyorsunuz. İnsan yoğunluğunun olmadığı zamanlarda sokaklar arası araç trafiği muhtemelen vardır ancak yaz döneminde sıcaklığın etkisiyle sallapati gezinen yayalar araçlar büyük risk. Köy hafif yokuş yukarı, sokaklar arnavut kaldırımlı ve evler genelde beyaz boyalı iki katlı. Şirince evlerinin ününe ait Nişanyan Evleri tabiri kullanıyor. Bu tabirin mimari yazar Sevan Nişanyan. Köye yerleştikten sonra köy evleri köyün köklü tarihine uygun onarmaya restore etmeye başlıyor ve daha sonra bu tabir ortaya çıkıyor. Evlerin çoğu pansiyon olarak hizmet veriyor. Çarşı merkezinde birçok evi pansiyon/butik otel ve kafe olarak gördük. Sokak aralarında merdivenlerde köylü kadınlar örgü bebek veya sabunluk örüp satıyorlar. Yokuş yukarı başladığınız gezinizde sizleri önce birçok yaz yöresinde karşılaştığımız stand ürünlerin satıldığı küçük dükkânlar karşılıyor. Tezgâhlarda el yapımı doğal sabunlar, örme sabunluklar, örme incikli boncuklu bileklikler/kolyeler/küpeler, magnetler, anahtarlıklar, oyuncaklar, havlular, el işleri bulunuyor… Gerçi, Şirince’nin dillere destan el işleri yerini genelde hazır makine işlerine bırakmış durumda ya, neyse…
Yürüyüş boyunca yerel küçük dükkânlarda yöresel envai çeşit şaraplar (Şirince de Bozcaada (okumak için tıklayınız: BOZCAADA) gibi üzüm bağlarıyla ünlü) gözünüze çarpıyor. Dükkânların içine girip meyve şaraplarından tadabiliyor ve turistik alışverişinizi yapabiliyorsunuz. Sokaklarda aynı zamanda sıklıkla karşınıza karadut suyu ve mürver suyu karşınıza çıkıyor. Bazı dükkânlar yoldan geçenlere küçük kâğıt bardaklarda tadımlık ikramlarda bulunuyor.

Yol boyunca karşınıza çıkan ilk tarihi yapı oldukça harap görünümlü, üstüme ha yıkıldı ha yıkılacak dedirten 1800lü yıllara ait Aziz Dimitrios (Ayasosti) Kilisesi.Kilisenin girişi köyün arka yamacına doğru müthiş bir manzaraya bakıyor. Girişi açık, rahatlıkla girebiliyorsunuz. Daha da tepeye ilerledikçe sizi Aziz John Baptist Kilisesi karşılıyor. Burası daha turistik daha albenili bir hale getirilmiş. Kilisenin bahçesinde esen rüzgâr eşliğinde köyün beyaz evlerini karşıdan seyretmenize imkân veren bir kafe, gerçek tava dondurmacı, evcilleştirilmiş papağan ile fotoğraf çektirebileceğiz seyyar bir fotoğrafçı, hediyelik eşya dükkânı ve tarihi mahzen bulunuyor. Ayrıca, adetten olsa gerek avlunun bahçesindeki Meryem Ana figürlü tarihi su havuzuna para atıp dilek dileniyor. Bozuk paranız yok ise kafe size bozuyor.
Bu tepeden yola devam ettiğinizde artık yokuş yukarı değil de yokuş aşağı inmeye başlıyorsunuz. Köyü turlamanız için büyük bir çemberden rota çizilmiş. Köy merkezindeki çarşının sağından tırmanarak başladığınız yürüyüşe çarşı merkezine soldan inerek devam ediyorsunuz. Artık iyiden iyiye yorulduğunuzu hissedebilirsiniz. Eğer çok acıkmadıysanız yorgunluğunuzu kumda Türk kahvesi içerek biraz öteleyebilirsiniz. Acıktıysanız Şirince içinde birçok kafe var, kahvaltı – gözleme yiyebileceğiniz gibi esas tokluk için Şirince’den çıkıp Selçuk’a dönüş yolundaki çöp şiş restoranları ilk tercihiniz olsun.


Benzer Yazılar:
Efes Antik Kenti
Meryem Ana Evi
Yedi Uyurlar Mağarası

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder